Savaşçı – 1

, 25 Haziran 2013

Hakikate giden yolun, iki kavramın farkındalığı ile başladığına inanırım.

1) Eser , 2) Seyyah

1) Eser:

Mesela bir elmayı yersiniz. Güzel bir tad, bedeninizin ihtiyacı olan vitamin… Daha sonra o güzel lezzetin damağınızdan zail oluşu. Bitti. Buraya kadar.

Bir başka yol daha var. Elmadan başlayan ve sonsuzluğa uzanan bitmez bir yol. Bu yol, elma isimli meyvenin bir “eser” olduğunun farkına varış ile başlar. Sonra fiiller, esma-ı ilahiye, sıfat-ı sübhaniye, şuûnat-ı mukaddese ve Zat-ı Ulûhiyet’e uzanan namütenahi bir yolculuk. Evet, bu yolculuk elinizdeki “meyve”nin bir “eser” olduğunun farkındalığı ile başlıyor. Her şeyi buna kıyas edebiliriz. Elma yerine bulut da olabilir, su da, kabak da… “Eser” farkındalığı yaşayan bir insan artık bitmez bir maceraya başlamıştır değerlendirmesini bilirse. Harikalar kuşağında adrenalin ve lezzet dolu bir ömür.

Ergenlik ve gençlikte yaşanan ve meşru bir hayat yaşayanlar için üç yıllık bir evlilikten sonra biten bir aşk hayatı… Bir daha; belki 30-40 boyunca duyulamayacak tarifsiz hisler. “Eser” farkındalığı yaşayan kişi için ise, daha önce yaşadığı sadece bir “Aşk ebcedi”dir. Okuma fişleri gibidir ergenlikte ve gençlikte tecrübe edilen coşkun duygular. Büyük aşk kitabını mütalaa edebilmek için bir nevi okumayı sökme; yani bir hazırlık safhasıdır. Hakikat açısından büyük aşıklar ve pür iştiyak romantikler ise, saçlarına aklar düşmüş, yüzü belki kırış kırış ama mutlaka nuranî olan ihtiyar sultanlardır. Aşk kitabını okuyan ve okutanlar; “Üzüm yaratılmadan sarhoş olan”lar.

İşte bu maceranın ve romantizm fırtınasının ilk adımı olabilir “eser” farkındalığı.

2) Seyyah:

-Kaç yılında dünyaya geldiniz?

-Efendim?

-Hangi yıl dünyaya geldiğinizi sormuştum.

-Dünya derken?

-Efendim işte dünya; bildiğiniz dünya…

Belki garip gelmiştir yukarıdaki karşılıklı konuşma. Zira pek düşünmeden bize ezberletilen cümle kalıplarını kullanmaya alışmışızdır, içimizdeki çocuk kaybolduğundan beri. Halbuki ne enteresandır “Dünyaya gelmek” tabiri. Marslı dünyaya gelir, uzaylı dünyaya gelir… Ya ben dünyaya nereden geldim? Hakikaten “bir yerden” geldim mi? Öyle ise orası neresi? Niye orada durmadım? Kim durdurmadı ve beni buraya kim yolladı? Buradan da bir yere gidecek miyim? Yoksa zaten gidiyorum da ben mi farkında değilim? İşte “seyyah” farkındalığı bir güneş gibi doğmak üzere.

Ebeveynin sana verdikleri isimden önce sen vardın. İsim sana bir hayli zaman sonra verildi. Peki o ilk anlarda neydi ismin? Yada ebeveynin sana bir isim koymasaydı, sen bir ormanda kendi başına yetişse idin, bir ismin olmayacak mıydı? İşte, o sen kimsin hakikaten? Evet, isimlerinden birini söylemenin vakti geldi: “Seyyah”. Ruhlar aleminden, anne rahmine; anne rahminden bebeklik durağına ve oradan da çocukluk… Delikanlılık, gençlik, orta yaş, ihtiyarlık, ölüm, kabir… Bir nehir gibi devamlı aktığımızın farkında mısın? Ah bir de bu nehrin kaynağını bir hatırlasak… Her nehrin bir menbaı ve her seyyahın yolculuğunun ilk adımını attığı bir başlangıç noktası vardır.

“Seyyah” olduğunun farkına varan insanın da hayatı bir zevk ve heyecan zemzemesi içinde geçer. Bu iki farkındalık da birbirine benzer ve birbirleri ile irtibatlıdırlar.

Fakat son zamanlarda, yeni bir farkındalık ile daha tanışmak nasip oldu. O kavramı içselleştiren bir insanın da hayatı artık aynı hayat olamaz. O insan artık aynı insan olarak kalamaz. Evet, anne ve babasından önce sahip olduğu isimlerden bir isim de o işte o kavram sanki: “Savaşçı”. Geçen yazıda dediğimiz gibi, “Savaşabiliyorsan Sen İnsan’sın.”

Madem ki bu makaleler silsilesinde “Singularity”, “Transhumanizm”, “Posthumanizm” tehlikelerini anlamaya çalışacağız ve madem ki bu meseleyi hakkıyla anlayabilme “İnsan”ı ve “İnsanî haller”i anlamaya vabestedir; öyle ise insanı insan yapan savaş gerçeğini tanımak ve dolayısı ile “savaşçı” farkındalığını kazanabilmek; daha doğrusu “savaşçı” olduğumuzu hatırlamak bizim için çok büyük bir ehemmiyet taşımaktadır.

“Savaşçı – 1” yazısına bir yanıt var

  1. Muhtesem bir yazi olmus. yeni kesfettim bu siteyi. tum yazilari okuyacagim insallah

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.