GF-2045 Peter Diamandis Röportajı

, 6 Aralık 2013

İSMAİL UTKU TOPRAK – Singularity Üniversitesi kurucu ortağı olan Peter Diamandis’in GF2045 konferansında yaptığı sunumunu izledikten sonra kendisi ile kısa bir röportaj yaptık. Röportajımızı ve kısa değerlendirmemizi paylaşmadan önce Peter Diamandis’i biraz tanıyalım.

Diamandis, New York’da Yunan asıllı bir ailede dünyaya geldi. Erken yaşlardan beri Uzay’a ve keşiflere ilgi duydu ve bu yönde kendisini geliştirmeye çalıştı. 1983 senesinde MIT üniversitesinde Fizik ve Biyoloji bölümlerini bitirdikten sonra Harvard Tıp fakültesine başladı ve 1989 senesinde bu bölümden mezun oldu.

Diamandis’in kim olduğu sorusunu enteresan yapan şeyin, kendisinin hem öğrencilik hayatında hem de iş hayatında kurduğu vakıf ve şirketler olduğunu söyleyebiliriz. Üniversite yıllarından başlayıp 2012 yılına kadar kurduğu ve yönettiği onlarca şirketten özellikle son dönemde dikkat geçen Xprize, Singularity Üniversitesi ve Planetary Resources girişimleri hem yakın geçmişte teknoloji adına atılmış adımlardan hem de ileriye dönük ne gibi projeler üzerine çalışıldığı konularına bir nebze ışık tutmaktadır.

Yazılarımızda sık sık gündeme getirip dikkatli olunması gerektiğine vurgu yapmaya çalıştığımız Singularity meselesinin bir müessese olarak vücud bulduğu Singularity Üniversitesi, 2008 yılında Peter Diamandis ve Ray Kurzweil tarafından kuruldu. Diamandis’in Singularity projesine yaptığı en büyük katkı olarak bakabileceğimiz bu üniversiteden, kuruluşundan beri her sene branşlarında söz sahibi yüzlerce uzman kişi mezun oluyor ve teknoloji ile bağlantılı eğitimler veriyorlar.

Diamandis’in röportajımızda deyindiği birkaç cümle üzerinde çok kısa durmak istiyorum. Belki bazılarımız bu kadar da değil diyebilir, bu konulara yakın zamanda paylaşacağımız “Bolluk” adlı kitabın incelemesinde daha detaylı değineceğiz. Belki o zaman ne demek istediğimizi daha rahat anlatabilirim.

Diamandis’in “tüm problemlerin sebebinin yokluk olduğu ve bolluk ile tüm problemlerin çözüleceği” gibi özetleyebileceğimiz temel felsefesi belli açılardan doğru olsa da, Diamandis’in neleri problem gördüğü ve bolluk ile neleri hedeflediğini irdelemek faydalı olacaktır. “Kendi problemlerini çözebilen insanlar” bahsinin “kendine yeten ve aciz olmayan insanlar” manasına gelebileceğini ve “bolluğun” zahiri fakirliği bitireceği fikrinden çok, “insan’ın fakr ve ne durumda olursa olsun muhtaç ve muzdar olduğu” gerçeğinin perdelemeye çalıştığını düşünebiliriz.

Tarihin en büyük inovasyon dönemine girişimizi 2020’de neredeyse tüm dünya nüfusunun online olacak olmasıyla milatlandırmasını ve teknolojideki gelişimi devletlerin iniş çıkışlarından bağımsız kaynaklara bağlama çabasını, Allahualem belki de insanlara insanlıklarını unutturacak teknolojileri geliştirtmekte izlenecek yol olarak görebiliriz. Yeni kaynak arayışları nedeniyle insanlığın geleceğinin uzayda olduğunu belirtmesini de; kendi acizliğini insana unutturacak yeni teknolojiler için gerekli enerji ve hammaddeyi deli divane gibi uzayda aramaya başlayacak olan insanın muhtemel bir hikayesi olarak anlayabiliriz. Böyle bir sondan Allah’a sığınırım; Ne yazık ki insan yine aldanmış, fakirlikten kurtulma ümidiyle mal biriktirmede boyut atlamış, aciz değilim sancısı içinde sağa sola saldıran bir divaneye dönmüş ve şeytanın bile sonsuz hicap duyacağı ilahlık iddiasına tutulmuştur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.