Babil Protokolü Yürürlükte!
Mehmet Aydemir, 25 Ekim 201424.10.2014 tarihli bazı gazete ve internet sitelerinde araştırmacı yazar Oktan Keleş’in Kulbak Bilge serisinin 15. sayısında değindiği Babil protokolünü ispatlayan bir haber yayınlandı. Gelecekte sanal gerçekliğin cinselliğe etkisini 4 yeni teknolojiyi tanıtarak kısaca özetleyen haber , nefislere hitap edecek kısa bir makale olarak yer aldı. Singularity’cilerin transhumanizmi albenili hale getirmek için geliştirdiği teknolojileri modern insanın heva ve heveslerini tatmin üzerinden yaymaları şeytan çağı (karn-üş şeytan) ruhuna çok uygun düşüyor.
“İ’lem Eyyühel-Aziz! Küre-i Arzı bir köy şekline sokan şu medeniyet-i sefihe ile gaflet perdesi pek kalınlaşmıştır. Ta’dili, büyük bir himmete muhtaçtır. Ve keza beşeriyet ruhundan dünyaya nâzır pek çok menfezler açmıştır. Bunların kapatılması ancak Allah’ın lütfuna mazhar olanlara müyesser olur. (Mesnevi-i Nuriye)”
Önce neo-liberalizm akımıyla dünyayı sınırların kalktığı bir köy olarak tanımladılar. Bu köyde 1) herşey serbest ve özgür, 2) kapitalizm homojen olmalıydı. Devasa topraklara sahip Sovyetler Birliği’nin yıkılması artık bunu mümkün kılıyordu ve adına küreselleşme dediler. Ya bu köyde yaşayanlar? Köylülerin durumu kimilerine gore 300 senelik bir hikaye. Hakikatte tasavvufta bir makam olan “hürriyet” hazların sınırsızca yaşandığı bir bedeviyete dönüşüvermişti ve buna demokrasi-özgürlük-insan hakları dediler. (Bu kavramlar çok eskiden beri vardı ama zamanın ruhuna uygun olarak evrildi. Bugün bir coğrafyaya “demokrasi” getirmenin ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz.) Bedevileşme ile ruhlarda kapanması zor menfezler açtılar. Piskolojik hastalıklar patlama yaptı. Ancak fiziki dünya koşulları insanlığın çanına ot tıkamada bir raddeden sonra yetersiz kaldı. Açılan menfezlerden çok daha fazlası, tamamen yıkılmış ve beşeriyetin bir daha belini doğrultamayacak bir darbe lazımdı. Bu vurulacak darbe aynı zamanda ekonomik olmalıydı.Literatürde ekonomi birey ve toplumların sahip oldukları sınırlı kaynakları sınırsız olan ihtiyaçları karşılamak için nasıl dağıttıklarını inceleyen bilim dalı olarak tanımlanır. Çare bulunmuştu; sanal gerçeklik insanlığa çok pratik ve oldukça ucuz bir yolla ahireti unutturulabiliyor ve zaten çok önce unutmuşları cismaniyetlerine iyice hapsetmeyi mümkün kılıyordu. Maksimum haz yaşamak için milyonlarca dolarlık evlere, yatlara, arabalara, tanrıça olarak yansıtılan kadınlara, mevki için yıllarca sürecek etkileyici kariyerlere gerek yoktu. Sanallaşma belki birkaç bin dolara avam halkın bu zevkleri tatmasına imkan sağlıyordu. (Diamandis’in Bolluk Teorisine bu nazarla da bakmak lazım). Bütün etkilerinin yanında belki en büyüğü geçmişi unutturmasıydı. Oktan Keleş’in tabiriyle “bilinç kıyameti” yaşatmasıydı ki belki de esas amaç da buydu. Koskoca bir insanlık tarihinin zihinlerden silinmesi.. Açıkcası bu tabiri ilk duyduğum 2010 yılında benim için anlaşılması çok güç gelmişti. Aradan geçen 4 yılın ardından katedilen mesafeyi göz önünde bulundurunca bugün amaçlarına giderek yaklaştıklarını görebiliyorum. Tarih boyu elde ettiği tecrübesiyle insanın zaafları üzerine uzmanlaşan olan şeytanın nisyan üzerinden plan üretmesi işini iyi yaptığını gösteriyor.
Artık husumetleri oldukça eskiye dayanan 2 taraf arasındaki savaş yepyeni bir boyut kazanıyor. Tıpkı yasak meyveyi yiyen Adem A.S’ın dünyaya düşmesi gibi günümüz insanlığının yediği yasak meyve ile yeniden bir düşüş yaşaması muteber gözüküyor. Belki de çoktan düştük ve bu yeni ortamımızın şaşkınlığını yaşıyoruz. Bir kere daha şeytanla birbirimize düşman olarak indiğimiz/ineceğimiz sanal dünya cephesinde de “savaşçı” (bkz. Feridun B. Kaya, Savaçı 1–2–3) olarak kalmak zorundayız.
İnsanlık daima savaş içerisindedir “İyi ve kötü”nün “Hak ve Batıl”ın savaşı. Bu savaşları bizler Irak’ta, Lübnan’da, Afganistan’da veya dünyanın- silahla yapılan- herhangi bir yerinde sanırız. Yani cephelerde. Asıl savaş; cephede olmayan, cephesi her yer olan savaştır. ( Bir Meczubun Rüyası-Efendi, sayfa:28)
Kendimce bugüne uyarlayarak tevilini yaptığım alıntıda Bediüzzaman derdi anlattığı gibi devayı da işaret ediyor. Ruhumuzun heykelini yeniden dikmenin yolunu gösteriyor. Sanıyorum Allah’ın (c.c.) lütuflarına mazhar olabilmek yalancı cennetlere karşı koymaktan geçiyor. Bu yolun öncülerinin hakiki cennete bile Yunus gibi yaklaşıp “Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni” diyenler olacağını düşünüyorum. Gerçeğine bile bu mülahazayla yaklaşanlar yalancısına hiç aldanırlar mı?
UYARI: Haberde yer alan bazı ifadeler rahatsız edici olabilir, meselenin ehemmiyetine binaen yayınlanmak zorunda kaldık.
Teknoloji seks hayatımıza girerse…
Teknoloji seks hayatımızı da derinden etkilemeye başladı. Özellikle ilerleyen yıllarda daha çok yatak odamıza girecek olan teknolojik aletler bakın insanoğlunun hayatını nasıl değiştirecek?
1. Oculus Rift
Facebook’un satın aldığı daha sonra da benzer bir modeli Samsung’un geliştirdiği bu artırılmış gerçeklik gözlükleri bugün için emekleme aşamasında ve daha çok videooyunu dünyasında tercih ediliyor. Ancak Leap Motion isimli yeni bir teknolojiyle birlikte bu gözlükler porno izleyenlere 3D’nin ötesinde bir gerçekçilik sunacak. Kullanıcılar ellerini kullanarak izlediği görüntülerin içindeymiş hissini yaşarken, bunun için herhangi bir kontrol cihazına da ihtiyaç duymayacak.
2. Dokunmatik özel giysiler
Bugün için oyun dünyasında tercih edilen bu özel giysiler yakın gelecekte insanlığın seks hayatına da renk katacak. Aynen Oculus Rift’te olduğu gibi kullanıcılar görüntülere dokunabilecek ve tepki alabilecek.
3. Mekanik dış iskelet
Panasonic’in gelecek yıl 5 bin dolarlık fiyat etiketiyle satışa sunmayı planladığı robotik dış iskelet farklı amaçlarla da kullanılabilecek. Bugün için askerleri veya inşaat işçilerini korumak ve onlara yardım etmek veya başka tehlikeli çevrelerde bulunan insanların hayatta kalmalarına destek sağlamak için kullanılan bu özel iskelet sayesinde kullanıcılar yatakta daha esnek ve güçlü olacak, seks performansı artacak.
4. Robotik uzuvlar
Kolunu veya bacağını kaybedenler için geliştiren protezler ilerleyen yıllarda doğrudan kas sistemine etki edecek ve bu da kullanıcıların seks yaşamına olumlu yönde yansıyacak. Fütürist Zoltan Istvan, robotik parmakların çok hassas sensörlerle donatılacağını ve bunun kas dokusuna doğrudan bağlantı kurmasıyla kullanıcıların seksten daha fazla haz alacağını kaydetti.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017