alldesign 2015 – 1

, 10 Mart 2015

ALİ MUSA ARSLAN – 19-21 Şubat 2015 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen “alldesign 2015” fuarının ikinci gününün sabahki konuğu Amerikalı teorisyen, tasarımcı ve yazar Natasha Vita-More, insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması, yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslararası bir entelektüel ve kültürel hareket olan “Transhumanizm” düşünce akımının ilk kadın teorisyeni olarak bilinen Natasha Vita-More idi. “Human by design” konu başlıklı yaklaşık kırk dakikalık sunumunda 21. yüzyılda insan tasarımından bahsederken çeşitli konulara değindi.

alldesign_natasha_v

Ancak dikkatten kaçması zor bir şekilde değindiği konular Singularity’nin merkeze oturttuğu konulardı. Bunlardan da oldukça dağınık bahsetti; sunumun sonunda Vita-More’un zihinleri yöneltmek istediği asıl meselenin Singularity olduğu konusunda hiçbirimizin aklında şüphe yoktu. Anlattıklarından notları, bazı konu başlıkları altında şöyle sunabiliriz:

Human Enhancement (İnsan geliştirme):

(Girişini sosyal bir konu olan olimpiyatlardan bahsederek yaptı). Madem ki insanlar birtakım ilaçlar ve araçlarla koşullarını geliştirmeye çalışıyorlar, normal olimpiyatların yanında özürlüler için yapıldığı gibi süper olimpiyatlara da ihtiyaç vardır. İlaç kullanımı sağlıklı, güvenli ve kabul edilebilirdir, bu yüzden bunların kullanıldığı olimpiyatların düzenlenmesi gerekir.

Hayatta insanlara hangi yaşta neler yapabileceğini ve nasıl yaşaması gerektiğini söyleyen kurallar kümeleri bulunmaktadır. Örneğin bara gidebilmek için belli bir yaşta olmak gerekir, kadınlar belli bir yaştan sonra çocuk sahibi olamaz, belli bir yaşta emekli olunur vs. Ancak bunların bazılarının bilimle aşılması ve yaşın getirdiği sınırlamaların aşılması mümkün. Örneğin yumurtaların dondurularak kadınların ileri yaşlarda çocuk sahibi olmalarına bugün teknoloji imkan tanıyor ve bu uygulanıyor. In Vitro döllenme yöntemiyle de çocuk sahibi olmayanlara da bu imkan tanınıyor.

İnsan geliştirme (human enhancement), bilimi kullanarak insanın tâbi olduğu koşulları geliştirme demektir. Bununla engellerin aşılması ve hayatın iyileştirilmesi amaçlanır. Örneğin yaşlanmanın etkileri azaltılınca emeklilik yaşı yükseltilebilir bu ekonomi için de gelişmedir.

Zaten insanlar ilaç kullanımı ve bilgileri yedekleme gibi çeşitli metotlarla bu koşulları geliştiriyor. Madem ki insan örneğin bilgilerini düzenli olarak yedekliyor, neden düzenli olarak direkt olarak beyni yedekleme (cognitive science’ın alanı içinde) düşünülmesin? Bu şekilde örneğin hafıza kaybı gibi durumlarda bunu getirmek mümkün olacaktır.

Life Extention (İnsan ömrünü uzatma):

İnsan ömrünün uzatılması derken bunu aynı zamanda daha kaliteli, sağlıklı ve verimli bir hayat olarak düşünmek gerekir. Aşırı nüfus artışı da fazla abartılmaktadır; hatta şu an örneğin Avrupa ülkelerinde nüfusun azalmakta olduğu görülüyor.

Hayat değerlidir. Her kişinin bir aklı, bir beyni vardır ve bundan kolayca vazgeçilmemelidir. Vücut pes ettiği zaman bizim pes etmemiz gerekmez.

Artificial Intelligence (Yapay Zeka) – Artificial General Intelligence (Yapay Genel Zeka):

Toplum, güvenilir bilginin yokluğundan dolayı yeni teknolojilere ayak uyduramadı. Bir bilgiye ulaşana kadar yenisi geliyordu. Ama internet ve google geldi, bilgiye erişim çok kolaylaştı. Şimdi google gözlükleri bile o kadar etkileyici değil. Yine de bilgi kaynaklarının güvenilir olması gerek; wikipedia güvenilir değildir örneğin.

AGI korkutucu olabilir, çünkü gelecekte kimliğimizi nasıl koruyacağız? İnsan haklarına ilişkin birtakım endişelerin de doğması söz konusu. Örneğin dna’mız herkesin eline geçebilir. Ancak bu zaten korkutucu birşey değil; şu an bile her yere ölü deri hücrelerimizle dna saçıyoruz. Bu konuda güvenlik üzerinde çalışan öğrencilerimle de bunu nasıl koruyacağımızı sorunca hiçbir yolu olmadığını söylediler.

Living in a cybernetic space – Mind uploading – Cryonics:

Son derece hassas varlıklarız; bir yumurta kadar hassasız aslında. Vücudumuzu da durmadan yeniliyoruz. Bilgilerimizi de kurtarma çabasında isek neden zihnimizi de yedeklemeyelim? Aslında vücudumuz bir araç gibi. Arabayı tamirciye götürdüğümüzde nasıl bir yerinde problem var mı gibi kontrol ediyor, doktora da gittiğimizde vücudumuzda bir sorun var mı diye kontrol ediyor. Mind uploading ile de vücudumuza bir zarar gelmesi durumunda bilgileri kurtarabiliriz.

Dondurma yöntemi (cryonics) de önemli. Eminim hepiniz duymuşsunuzdur. Vücudunuz ölmüş, beyniniz canlı ise ölmüş müsünüzdür? İnsanlar bunun işe yaracağından emin olamadıkları için buna son çare olarak bakıyorlar ancak son çalışmamda ki henüz anons edilmedi, hayvanlar üzerinde yapılan testlerde hayvanlar dondurulduktan sonra da eski bilgilerini hatırladılar. İnsanlar da bunun güvenli olduğunu bilseler mutlaka isterler.
Tarih boyunca zaten ölümün tekrar tekrar tanımlamaya çalıştık. Farklı seviyede tanımlar yaptık. Hatta eskiden insanlar mezara gömülünce aslında ölmemişlerse tekrar çıkabilsinler diye mezarın üzerine içeriden çalınabilecek ziller konurdu ki birisi gelip çıkarabilsin. Bugün de aslında denebilir ki beyin ölmemişse insan hayattadır. Vücut ölünce kişi de öldü denemez.

Bugün kendimizi, evrimimizi kendimiz tanımlıyoruz. Ben bazen 25 yaşında gibi hissediyorum, 14 gibi hareket ediyorum. Zamansız düşünme… İnsanlık olarak birçok çağdan geçtik; aydınlanma, modernizm, post-modernizm ve bugün transhümanizm. İnsan bir marka ise 21. yüzyılda onu nasıl tanımlayacağız?

Sunum bu çeşit konular etrafında tamamlandıktan sonra sorular bölümünde, “dinine bağlı insanlardan bu konularda tepkiler aldınız mı?” diye bir soru soruldu; buna karşılık bu konularla ilgilenmeye başladığında 80’lerde ve devamında kendisine insan vücudunu sevmemekle ve onun haysiyetine ilişmekle itham edildiğini, ancak insanların, bu konuların giderek yayılmasıyla insanların bunu kabullendiğini söyledi. Ayrıca dinin de değiştiğinden, şu anki papanın 21. yy gelişmelerine çok daha yatkın olduğundan ve özellikle yahudiliğin ve mormonluğun bu değişimlere açık olduğundan bahsetti. Başka bir soruda ise sanal bir dünyada yaşamayı istemeyeceğini ve bu biyosferde yaşamak istediğini, ancak bir gün mutlaka upload edilmeyi isteyeceğini belirtti ve Singularity is Near’ın bu konularda çok aydınlatıcı olduğundan bahsetti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.