Exponential Finance – 2
Bedirhan Sonakın, 31 Temmuz 2015Singularity Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği Exponential Finance etkinliğinin ikinci gününde ev sahipliğini SU yöneticisi Will Weisman yapmaya devam etti. Ancak birinci günün ikinci ev sahibi olan Peter Diamandis’in yerini, bu sefer Salim Ismail almıştı. Daha önce katıldığımız etkinliklerde ikinci günlerinde özellikle sabah seanslarında katılımcı sayısının azaldığını görmüştük. Fakat bu sefer neredeyse herkes yine oradaydı.
Salim Ismail konuşmasına etkinliğin birinci günü hakkında katılımcıların yorumlarını alarak başladı. Gelen tepkiler ise çok netti, herkes fazlasıyla etkilenmişti. Uygulamaların çeşitliği ve gelecek vaat etmesi yanında bitcoin sisteminin de temeli olan blockchain teknolojisinin ulaşabileceği yerler herkesi fazlasıyla etkilemiş ve motive etmişti. Tabi bir de Ray Kurzweil’ın konuşması vardı.
Salim Ismail ise verdiği çeşitli örneklerle bu etkiyi arttırdı. Bu örnekler arasında bir İsrail teknoloji şirketinin geliştirdiği sesten insanın haleti ruhiyesini anlayan yazılımın üstünde çok durdu ve bir süre sonra yalan söylemenin imkansız hale geleceğini anlattı. Bunun yanında güneş enerjisi, dijital fotoğrafın sektörü değiştirmesi, AirBnb ve Über örnekleri üzerine konuştu. Temel olarak aktardığı şey ise netti, “teknoloji bir konuya eğilirse problemi çözer ve onu bollaştırır”, buna da kirli su problemini çözer ve dünyada buna erişim sıkıntısı kalmaz şeklinde bir örnek verdi. Bunun yanında dinleyici kitlesine de SU olarak bir çok büyük şirketin CEO’larıyla görüştüklerini ve onları gelişen teknolojiler hakkında bilgilendirdiklerini söyleyerek, ilk gün yazısında belirttiğimiz SU’nun kapsayıcı rolünün ya da pozisyonunun altını tekrar çizdi.
Diğer bir konu ise Elon Musk’tı. Bir çok konuda öncü olmaya devam eden Elon Musk’ın neden böyle toplantılarda olmadığı ya da bu ekibin bir tarafında olmadığı hep bir soru işareti olarak kalmaya devam ediyor. Elon Musk hem Salim İsmail’in, hem de ilk gün Neil Jacobstein’ın sunumlarında değindikleri bir isimdi. Bizim de aklımıza hep ortada bir kıskançlık var mı fikri geldi. Elon Musk bir süre önce yaptığı bir açıklamada “yapay zeka bizim için en büyük varoluşsal tehdit” yorumunu yapmıştı. İlk gün Neil Jacobstein, bu açıklamaya rağmen Elon Musk’ın yapay zeka araştırmalarının geleceği üzerine yapılan bir toplantıya katıldığını ve burada araştırmaların devam etmesi konusunda ortak bir karar alındığını belirterek, sanki bu açıklamayı boşa çıkarmaya çalışmıştı. Salim İsmail ise hem Elon Musk’ı takdir eden, hem de bir çok meseleden birisi gibi gören bir şekilde değindi. SU ve Musk arasındaki ilişkiyi ileride de takip edeceğiz.
Diamandis’in kavramlaştırdığı “bolluk” yine üzerinde durulan bir diğer kavramdı. Salim Ismail bunun üzerinde de durdu ve önümüzdeki dönemde kıtlık üzerine değil de bolluk üzerine kurulacak iş modellerinin başarılı olacağını belirtti. Açıkçası örnekler ne kadar az ve yeni de olsa, ve biz ne kadar SU çevresinde eklemlenen kitleyi hayırlı görmesek de, söyledikleri ve öngördükleri şeylerin birçoğunun doğru olduğunu kaçırmamak gerekiyor. Bu konudaki izlenimlerimizi ve görüşlerimizi sonraki yazılarımızda detaylandırmaya çalışacağız.
İkinci günün sabah seansı gerçekten çok doluydu, Salim İsmail sonrasında çıkan konuşmacılar genel olarak finansal danışmanlık sektörünün geleceğinden bahsettiler. Yenilikleri kucaklayıcı tavırda geçen konuşmalardaki ana fikir ise “davul çalan makinenin çıkması, sadece kötü davulcuları etkiledi, iyi davulcular halen çalmaya devam ediyorlar” şeklinde özetlenebilir. Önemli olarak gördükleri ise profesyonellerin kendilerini yeni gelişmelere ve uygulamalar açık tutmaları gerektiğiydi. Bir diğer anektod ise “babyboomers” olarak adlandırılan neslin finans dünyasını çıkmaza sokacağı ve sonraki nesillere sürekli problem yaşatacağı üzerineydi. Bu neslin uzayan yaşam sürelerinden fazlasıyla nasipleneceği ve devam eden emekli sayısının hem finans sektörüne hem de sonraki nesillere yük olacağı öngörülüyordu. Bu öngörü herkesi güldüren bir espri ile “dünya babyboomers neslinden çekmeye devam edecek” şeklinde ortaya konuldu.
Günün diğer bir konuşmacısı Paul Saffo idi. Paul Saffo, “Long Now” vakfının da önemli bir üyesi olarak önemli bir karakterdi. Onun konuşması da değişimi kucaklayıcı tondaydı. Altını çizdiği şey ise, matbaa ve endüstriyel devrim ile günümüzdekine benzer değişimlerin yaşandığı, günümüzdeki üssel dönüşümün de benzer sonuçları olacağıydı. Bunu da ilginç bir biçimde (Ali Ünal’ın Kur’an üzerinden yaptığı tarihin misli ile tekrarı yorumuna benzer bir biçimde) “tarih kendini tekrar etmez ama kafiyeleri vardır” şeklinde ortaya koydu (“history doesn’t repeat itself, but it rhymes”). Bunun dışında oyun sektörünün Hollywood’dan büyük oluşundan ve Google’ın başarısının etkilerinden de bahsetti. Kendisiyle bir röportaj yapma imkanımız olduğu için detaylarını bu röportaja bırakmayı tercih ediyorum.
Sonraki konuşmacı ise Marc Goodman’dı. Geleceğin Suçları (Future Crimes) kitabının yazarı güvenlik uzmanı olan Goodman, kanımca etkinliğin en etkileyici ve eğlenceli sunumunu yaptı. Teknolojik gelişmelerin suç dünyasını nasıl dönüştürdüğünü onlarca örnekle anlattı ve insanları şaşkınlık içerisinde bıraktı. Konuşması da sık sık kahkahalarla kesildi. Daha sonra fuayede kendisiyle bir süre konuşma imkanımız oldu. İstanbul’dan geldiğimizi duyunca, sizin bu konularda çok çalışmanız lazım yorumunu hemen yapıştırdı. Son dönemlerde bölgedeki hareketliğe olan negatif katkımızı hemen yüzümüze vurdu. Cana yakın tavırları olan Goodman’la kendisinin yoğun programı nedeniyle daha uzun bir konuşma yapma imkanımız olmadı ama ilerleyen dönemler için listemizin baş sırasında bir yer edindi.
Sonraki sunum ise yıldız Ray Kurzweil’ın sunumuydu, ancak etkinliğin yıldızı için ayrı bir yazı yazmak gerekir diyerek bunu bir sonraki yazıya bırakıyoruz.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017