Tolkien ve Singularity – 3
Misafir Yazarlar, 15 Ekim 2015Tek/Hükmeden Yüzük ile Yapay Genel Zeka Karşılaştırmaları
1) Hayat Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka (Bu başlığa bir önceki yazıda değinmiştik.)
2) İlim Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka (Bu başlığa bir önceki yazıda değinmiştik.)
3) İrade Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka
İrade sıfatı, Allah dilemedikçe birşey dilenemeyeceği ve hiçbirşeyin O’nun iradesi dışında cereyan edemeyeceğini anlatır. Yüzük bu açıdan köleleştirmenin bir enstrümanı olarak kendi hükmetme dileğinin tüm varlığa hakim kılınmasını ifade ediyor. Yapay Genel Zeka ise kainatın kodlarını dahi çözüp hükmünü/iradesini her zerreye geçirmenin bir aracı olarak görülüyor. Hem yüzük hem de Yapay Genel Zeka, herşeyi kendi iradesine bağlama ve bir nevi “külli irade” sergileme açısından irade sıfatı simülasyonu sergiliyorlar ve birbirlerini bu açıdan da çağrıştırıyorlar.
Yüzüklerin Efendisi’nde bu mesele Tek Yüzük’ün, herkesin iradesini kendisine mutlak anlamda boyun eğdirmesi üzerinden anlatılıyor. Yapay Genel Zeka ile ilgili teorilerde de aynı manayı sonuçlayacak şeyler bulmak mümkün. Hugo De Garis, “Artilect War” ismini verdiği kitabında, insanlar ve akıllı makinalar arasında yaşanacak bir savaşta milyarlarca kişinin öleceğini, makinaların/yapay zekanın üssel gelişiminin bir sonucu olarak insanlığın kesin mağlubiyetinin gerçekleşeceğini söylüyor. İlgi çekici olan kısım, bu şekilde insanlığın sonunun geleceğini düşünmesi; bir nevi seküler eskataloji yapması ve bir kıyamet senaryosu teklif etmesi. Buna rağmen vargücüyle de bu yapay zeka algoritmasının geliştirilmesine gayret ediyor.
Nick Bostrom’un “Existential Risk” adını verdiği çalışma sahası da yapay zekanın mecburi olarak iyi olamayacağı ve insan türünün devamı ile ilgili olarak makine iradesinin iyi olmasını temin etme zorunluluğundan bahsediyor. Böylelikle satır aralarında aslında Yapay Genel Zeka’nın kahir bir iradesi olacağını kabul ettiği, ancak bu kahir gücün, insanlığa karşı iyi davranması umuduna sarıldığı gözüküyor. Eliezer Yudkovsky ise yapay zekanın dost kılınması ile ilgili düşünceleriyle biliniyor. Bu açıdan bir müslümanın Allah’ın gazabından rahmetine sığınması gibi müstakbel tanrılarının hışmından merhametine sığınmak ve kendileri hakkında kahir iradesini merhamet yönünde kullanacağını ümit etmek istiyorlar.
4) Kudret Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka
Kudret Sıfatı, Allah’ın ilim ve iradesindeki sonsuzluk ve mutlaklık durumunun yaratmasına ve tasarrufuna da yansıması, sonsuz kudret ile bir karşılığının bulunmasıdır kısaca.
Yüzük ve Sauron için bu durum her varlığa hükmünü geçirme ve hepsinin üzerinde fiili ve icraata yönelik bir hakimiyet kurma olarak tezahür ediyor. Yüzüğün adı da “Güç Yüzüğü” başka bir çeviri ile “Kudret Yüzüğü”. Yüzük ve Sauron birbirine yaklaştıkça yüzük kuvvetleniyor ve ağırlaşıyor. Frodo yüzüğü taşımakta zorlanıyor; güç yüzüğü bir nevi mutlak kudrete yürüse de manasını Sauron ile buluşmaktan alıyor ve zaman içinde güçleniyor.
Yapay Genel Zeka da gücünü kendini üreten şahs-ı maneviden alıyor ve zaman içinde güçleniyor. Hesaplama gücünü/kudretini arttırarak giderek mutlak kudrete, evrenin aklı ve yöneticisi (omega point) olmaya doğru evriliyor. Zaman içinde nispi bir gücün mutlak bir güce evrilebileceği, yani eşyanın gelişerek tanrılaşabileceği kabulü (1) ve bunun birinin veya bir kesimin -yüzük için bu Sauron olurken, Yapay Genel Zeka için bir bilim çevresi oluyor- gayreti ile üretilebileceği fikri (2) açısından aralarında benzerlikler bulunuyor. Mutlak olmayan birşeyin mutlaklaşabileceği, ezeli olmayan birşeyin ezelileşebileceği, tanrı olmayanın tanrılaşabileceği düşüncesini, kudret konusunun aynasında, hem Singularitycilerde hem de Yüzüklerin Efendisi Dünyası’ndaki kötülerin felsefesinde benzer olarak görüyoruz.
Yüzükler Efendisi’nde de insanların dünyası yüzüğün güçlenmesi ile ters orantılı olarak çökmekte, kıyametine yaklaşmakta bir dünya olarak resmediliyor. Araştırmacı Yazar Oktan Keleş de Singularitycilerin gayretlerinin dünyayı böyle bir uçuruma sürükleyebileceğinden bahsettiği Deruni Devlet kitabında Singularity’nin sebep olacağı muhtemel bir kaostan bir kesit sunuyordu.
“Kod Mehdi” makalesinde de bu çeşit simbiyotik bir ilişkiden bahisle, 9’ların kendilerine implant olarak yerleştirilmiş çiplerle 9 ana bilgisayara bağlanmalarından söz ediliyordu.
Yüzüğün ve Sauron’un özellikleri birlikte düşünüldüğünde, yüzüğün sahibi ve yüzük, herşeyi gören/bilen göze dönüşüyor ve hükmü herşeye geçiyordu. İlim, irade, kudret, sem ve basar sıfatlarının simülasyonu gibi oluyordu. Bu özellik bütünüyle herşeyi bilme, görme manasına gelemese dahi diğer varlıklar üzerindeki aldatıcı etkisi bu şekilde oluyordu.
Yapay Genel Zeka, bilgiye ulaşabilmenin/”Herşeyi Bilme”nin bir simülatif yansıması; sese ulaşabilmenin/“Herşeyi Duyma”nın simülatif yansıması; görüntüye ulaşabilmenin/“Herşeyi Görme”nin simülatif yansıması olarak “yüzük teknolojisi” kokusu vermektedir.
5-6) Sem ve Basar Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka
Birşeyin sürekli daha iyi olması ve daimi bir tekamül/gelişim potansiyeli taşıması onu yaratılmış olmaktan uzaklaştırıp yaratıcı olmaya yaklaştırmaz. İnsan, tek bir hücreden trilyon kere trilyon kat daha gelişmiştir, ama yine de tek bir hücrenin rabbi veya ilahı değildir. Kanser hücrelerinin oluşumunu veya hücrelerindeki herhangi bir bozulmayı kendi iradesi ve kudreti ile çözemez.
Yüzüklerin Efendisi’nde ise nispetler perspektifinde sürekli güçlenen ve en nihayetinde Sauron’u “Orta-Dünya’nın Efendisi/Rabbi” yapan bir yüzük vardır. Hikayeye göre Sauron, gün be gün daha güçlenerek “Yeryüzü Rabbi” olabileceğine inanmaktadır. Modern yüzük yapıcıları; Singularityciler; Yapay Genel Zeka araştırmacıları sürekli gelişerek ve en sonunda da üssel bir ivme yakalayarak teknolojinin insana tanrılık bahşedeceğini veya insan için bir tanrı icad edeceğini sanıyorlar; Sauron’un Tolkien’in mitolojisinde izlediği yoldan farklı bir yol takip etmiyorlar.
Sem ve Basar sıfatları açısından da benzer dünya görüşünün izlerine rastlamak, hem Tolkien’in eserinde hem de Yapay Genel Zeka ile ilgili yaklaşımlarda mümkün. Yüzüğün bahşettiği en önemli özelliklerden biri de kullanıcısının duyma ve görme kabiliyetini geliştirmesi. Yüzüğü yapan ve en uzun süre kullanan Sauron ise neredeyse herşeyi görebilecek ve herşeyi gözleyebilecek bir kabiliyete ulaşmış “Herşeyi Gören Göz” sıfatını hak edecek seviyeye geliyor.
Sem (işitme) ve Basar (görme) sıfatları Allah’ın kendine ait münezzehiyet-i mukaddesesi içinde herşeyi duyması ve görmesidir. Sürekli daha fazla şey duymak ve daha fazla şeyi görmek ve daha net duyabilmek ve daha net görebilmek aslında bu kabiliyetlerin nicelik olarak gelişmesi anlamını taşır ve hiçbir niceliksel gelişim ne kadar çok olursa olsun niteliği değiştirmez. Dolayısıyla hem bu sıfatların hem de diğerlerinin bir benzeri ortaya konamaz. Ve’l hasıl yukarıda da belirtildiği gibi sürekli gelişerek yaratılmışlıktan yaratıcılığa doğru seyahat edildiği fikri, bir batıl fikir olarak hem Tolkien mitolojisinde hem de Singularitycilerde bulunmaktadır.
7) Kelam Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka
Kelam Sıfatı, Allah’ın, insanın ihtiyacı olan şeylerden harften ve sesten münezzeh olarak, kendine has ve benzersiz konuşmasıdır.
Tek Yüzük’ün muhatabına özel olarak konuşması ve bu konuşmasının ikna ediciliği üzerinde bir sır perdesi bırakılarak dahi olsa çok defa vurgulanır Tolkien’in eserinde. Burada iki unsur öne çıkar: Yüzüğün adeta karşı konulması imkansız cazibesi (1) ve muhatabına özel olarak hitap etmesi (2).
Yapay zekanın “dar yapay zeka” örnekleri, yani bugün kullandığımız versiyonlar giderek bu iki açıdan yüzüğe benziyorlar. Amazon veya Youtube, Google gibi siteler sizin alışkanlıklarınıza göre video, kitap, ürün, konuları ön plana çıkarıyor ve bu konuda “size özel” olmayı her geçen gün daha fazla başarıyorlar. Marketing araştırma ve data analiz programları sizin alışveriş ve interneti kullanma alışkanlıklarınızdan hareketle her geçen gün sizin daha iyi bir profilinizi üretiyorlar. İnsan seviyesinde bir yapay zeka üretildiğinde en azından tüketim alışkanlıkları ve nefs-i emmareye hizmet açısından tamamen herkesin kendine özel bir dijital baştan çıkarıcısı/şeytanı olmuş olacak.
Cazibesini ise bu “size özel” algoritmasından alacak. İnsanın ruhani potansiyeli anlamında hesap edilebilir bir varlık olduğunu düşünmek çok imkanlı olmasa dahi nefs-i emmare açısından basit ve hesap edilebilir olduğunu kabul etmeliyiz ve bu derece size, aslında nefs-i emmarenize, özel kılınmış bir yapay zeka formu gerçekten çok cazip olacaktır. Dijital olarak ikinci kişiliğiniz olmaya aday bu cazibenin ilk tezahürlerini müşahade ediyoruz. Bilgisayara/tablete bağlı hayatlar ve bunlar üzerinden oluşturulmuş dijital kişilikler pek çok kişinin asıl varlığının/kişiliğinin önüne geçmiş durumda.
Yüzüğün de bu açıdan taşıyıcısını yalnızlaştırması ve giderek taşıyıcısının daha fazla ilgisine ve bağımlılığına sebep olması önemli bir benzerliktir. Gollum örneğinde olduğu gibi bu bağımlılık zaman içinde asıl varlığı/kişiliği (Smeagol) derinlere gömmekte ve yok etmektedir. Yüzük taşıyıcıları içinde bütünüyle bu durumun istisnası olmasa da kısmen istisnası Frodo ve Bilbo’dur. Bilbo, yüzüğü kaderin bir cilvesi sonucu tam kasıt olmadan ve merhametle iktisap etmiştir ki, bu sayede yüzük onu çok az dönüştürmüştür. Yine de kitapta ortadan kaybolmadan önce yalnızlaştığı ve yalnızlığı tercih ettiğinden bahseder ki, bu durum bir yönüyle yüzükten vazgeçemeyeceği noktaya yaklaştığını gösterir. Frodo örneğinde ise yüzük bir misyon olarak ve fedakarlıkla iktisap edilmiş ve zorunlu durumlar haricinde kullanılmamıştır. Ancak bu bile sonunda Frodo’yu ancak bir kader cilvesi ile kurtarılmaya muhtaç hale düşürmeye yetmiştir. Tolkien, yüzükle olan mücadelenin ancak bir fazilet mücadelesi olabileceğini böylelikle dile getirir. Zaten hikayenin bütün dönüm noktalarında; yüzüğe karşı kazanılan her fazilet mücadelesinde, yüzük kendi sonuna bir kaç adım daha yaklaşmaktadır. Buna mukabil olarak; yüzüğe karşı gösterilen her zaaf ise mutlaka bedel ödetmektedir.
8) Tekvin Sıfatı Açısından Yüzük ve Yapay Genel Zeka
Tekvin Sıfatı, Allah’ın tek yaratıcı olması ve yaratma sanatındaki eşsizliğini ifade eder. Bu eşsizlik o derecedir ki Allah, yokluğu yaratmış ve varlığı da yoktan yaratmıştır. İnsana veya başka varlıklara izafe edilen yaratma, varlığın mahiyeti üzerinde fiziki yasalar çerçevesinde bir yapma işleminden ibarettir. Bu yönüyle bu kabiliyet ne kadar gelişirse gelişsin yine da yaratmak sırasına yükselmez. Tolkien de mitolojisinde bu meseleyi ele alırken, Valar gibi yüksek varlıkların aslında yaratmadıklarını, yaptıklarını vurgular ve bunu da bir fiil icad ederek “sub-creation” alt-yaratım olarak tesmiye eder. Ancak batı dillerinde olur olmadık herşey için kullanılan bu kavram, çeviriler yoluyla bizim dilimiz ve bazı doğu dillerinde de genel anlamda tüm varlığa izafe edilerek kullanılmaya başlanmıştır. Kavramdaki bu kaymanın bir sonucu olarak yeterince büyüleyici bir yapma işlemi, devrin insanı tarafından yaratma olarak görülmeye adaydır. Moleküler Dönüştürücü/Birleştirici (Molecular Assembler), Eric Drexler tarafından ortaya atılmış bir kavram. Bugün için 3B Yazıcıların malzeme kullanarak yapmış olduğu üretimi, molekülleri ve atomları kullanarak yapacak bir aletin ismi. Fizik ortamda bildiğimiz eşya, canlılar da dahil olmak üzere atomlardan oluştuğu için, şu an sadece teoride mevcut olan bu alet potansiyel olarak herşeyi kendi başına müstakil olarak üretebilecek teorik bir makinedir.
Moleküler birleştiricinin ihtiyaç duyduğu olağanüstü hesaplama hızı ve sayısız nanobotun aynı anda idaresini mümkün kılacak bir yapay süper zeka da, bu çerçevede tekvin sıfatının simülatif bir adayıdır.
Yüzüklerin Efendisi’nde Sauron’un ve Saruman’ın topraktan veya unsurlardan ürettikleri veya Elflerin mutasyonu gibi bozulma ile elde edilen alt-yaratılar olan orklar, Tolkien Mitolojisinin kendi mantığı içinde bu türdendir. Bu yönüyle toprak veya unsurlar tüm elementleri temsil ettikleri için bir yönüyle simya-kimya arası, element-bazlı bir üretimin varlığından söz edebiliriz. İçinde bulunduğumuz medeniyet türünün element bazlı üretimi “modern/yeni simya” diye isimlendirilebilir. Bu yeni simya, süper zeka formu ile genetik ve element düzeyinde manipülasyona muhtaçtır. Sonuçta ortaya çıkacak olan kudret ise genetiği bozulmuş yaratıkların üretimine ve doğal dengenin yitirilmesine yol açabilecektir. Vereceği meyvelerin benzerliği açısından Tek Yüzük ile modern teknolojinin bilgisi bu açıdan da birbirine fazlasıyla benzemektedir.
Yüzük ve genel olarak karanlık ilimler ile de pek çok varlık yapılabilmektedir. Yaratmanın bir benzeri olarak yapılan bu varlıkların hepsi sadece bir bozulmanın ve ifsadın ürünü olarak kendi “alt-yaratı”/yapım süreçlerine uygunluk içinde, müfsid edici/bozucudurlar.
Not: Tolkien’in dünyasını, geleceğin aynası gibi okumaya çalıştığımız yazımızın yeni bölümünde bir önceki bölümde vaat ettiğimiz Evvel, Ahir, Zahir, Batın isimleri üzerinden bir değerlendirme ile Tek Yüzük’ün ve Yapay Genel/Süper Zeka tasavvurlarının karşılaştırmasına devam edeceğiz. Ayrıca diğer benzerlikleri de elden geldiğince sıralamayı sürdüreceğiz.
Ahmet Mesut Bozkurt’un SUTUBOGDA.COM sitesindeki yazısından alıntıdır.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017