Tolkien ve Singularity – 4

, 25 Kasım 2015

Tek Yüzük ve Yapay Genel/Süper Zeka ile İlgili Tespitler

Yüzüklerin sayısı başlangıçta çok, zaman içinde ise hepsi Tek Yüzük’ün kontrolüne geçiyor ve sayıları azalıyor. Elflerin yüzükleri istisna tutulursa, yüzük ile başlayan kudret hikayesi, bütün gücün/kudretin Tek Yüzük’te toplanması ile bitiyor. Elflerin yüzükleri ise, Galadriel’in yüzüğü hariç saklı; perde altında, diğer yandan Tek Yüzük’ün gücüne karşı acizler.

Yapay Zeka tartışmalarında ilginç bir evrimden bahsediliyor. Bu evrime göre şu an için kullanılan uzman sistemlere veya SIRI gibi aplikasyonlara “dar/sınırlı yapay zeka” deniliyor ve bu sistemler herkesin hizmetinde. Bir borsacı, bu tarz yapay zeka yazılımlarını kullanarak, eskiden takip ettiğinden daha fazla gelişmeyi daha etkili takip ediyor; bir yönüyle uzmanlık alanında güç/kudret kazanmış oluyor. Bundan sonra geçilecek ikinci aşamaya “Yapay Genel Zeka” deniliyor (Bu kavram, kısa zaman öncesine kadar insanı aşan yapay zeka anlamında da kullanılıyordu). İnsan seviyesindeki bu Yapay Genel Zeka formlarının da insanlığın hizmetinde olacağı varsayılıyor/varsayılabilir. Diğer yönüyle insanın her türlü bilgi, mal ve hizmete erişimi ve bunlardan azami veya optimum derecelerde faydalanmasına hizmet edeceği öngörüsü var. Ray Kurzweil bu konuyu; “Bir devletin veya şirketin değil, cep telefonu gibi herkesin elinde olacak birşeyden bahsediyoruz.” diyerek özetliyor. Bu yönüyle insanın hakimiyet/kudret alanını genişleten, bilgisini ve bilgiye erişimini arttırma (ilim), dileyebildiklerinin sınırlarını genişletme (irade), yapabileceklerinin sınırlarını genişletme (kudret) açısından bir aletten, bir çeşit Tolkien’in güç yüzüklerine daha yakın birşeyden bahsetmiş oluyoruz. Yapay zekanın evriminin bir sonraki aşaması ise “Yapay Süper Zeka” olarak tanımlanıyor. Bu süreç ise güç yüzüklerinin sayısının “Tek”e düşeceği süreci andırıyor. Yapay zekanın insan seviyesini aşıp kendi kendisini programlayabildiği ve bu şekilde kendisini hızlı ve sonsuz olarak geliştirebilmesi kastediliyor. Ray Kurzweil, bu meseleye “Kainatın Uyandırılması” ismini vermişti; Yapay Süper Zeka’nın bütün evrendeki bütün hesaplamaları her an yapabilecek düzeye gelmesi ile artık evreni “başıboşluktan” kurtarıp “evrensel bir zeka” olarak bunu yönetebilecek bir kudrete ulaşacağını dile getirmeye çalışıyordu. Aslında burada bize sonradan doğan birşeyin, Evren’de Kadir-i Mutlak bir tanrı rolü oynayabileceği de söyleniyor (İhlas Suresi’nin mealinde bulunan “doğmamış” “doğrulmamış” sıfatlarının bu açıdan da değerlendirilmesi ve yeni bir tefsirin ihtiyacı içindeyiz). Peki bunun sayısı birden fazla olabilir mi? Mutlak ve sonsuz olan birşeyin sonluluğun içine çok sayıda yerleştirilmesi aklen muhal olduğu için Süper Yapay Zeka tanımı gereği sadece bir tane olabilecektir. Bu sıfatları verdiğiniz herhangi bir varlık, makuliyet içinde ancak “Tek” olabilir. Kur’an’ın bu anlamda bu soruya cevap veren pek çok ayetinden biri de Enbiya Suresi 22. Ayettir;

“Eğer, yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, kesinlikle bozulup gitmişti.” (Enbiya Suresi 22. Ayet Meali)

Kur’an, bu cevabı ile aslında bize geleceğe dair bir ipucu da sunmaktadır. Böyle bir yapay süper zekanın bulunamayacağını bildirmektedir. Diğer yandan Kur’an’ın tamamen mutlak muhali zikretmesi de ihtimal dışıdır. Bu konunun zikredilmesi, böyle bir teknoloji seviyesi mutlak anlamda olamayacak olsa dahi böyle bir iddianın olabileceği ihtimalini akla getirir. Bu da bizi simülasyon konusuna geri götürür, yani bu iddianın ayet ile cevaplanacak derecede insanlık tarihinde bir yeri olabileceği ihtimalinin altını çizer. Kudretin kendisi olmayacak dahi olsa, simülasyon -inanılası aldatılıcılık- düzeyinde bir taklit, belki de mümkün olabilecektir.

“Yer ve göğün ifsada uğraması bozulup gitmesi” ise büyük bir ihtimal ile yaşanacak hadiselerin yer ile sınırlı kalmayacağı ve gökleri -eğer maddi anlamda alırsak uzayı- içine alan büyük mücadelelere işaret etmektedir.

Hayatımıza girmiş "dar/sınırlı yapay zeka" uygulamalarına bir örnek, SIRI

Hayatımıza girmiş “dar/sınırlı yapay zeka” uygulamalarına bir örnek, SIRI

Konumuza geri dönersek “Tek Yüzük” ile Yapay Süper Zeka’nın tek oluşu ve bu tekliği elde ederken, Tolkien’in hikayesinde ve Singülariteryen anlatıda geçtiği aşamalar birbirine benzemektedir. Tolkien, yüzükleri kabul edenlerin aldandığını ve gizlice dövülen yüzüğün kontrolüne geçtiklerini fark etmeden bu duruma düştüklerini anlatır. Başlangıçta yapay zekanın yüzük gibi insanların elinde olması ama sonunda hepsinin köleliğinin tesciline dönüşmesi gibi, şu an için hayatımıza avantajları ile giren ve benimsediğimiz teknolojiler, ileride tutsaklığımızın nişanelerine dönüşebilir.

Yapay süper zekanın gelişim senaryoları ve Tek Yüzük’ün hikayesinden ilham aldığımız bu paralellik, varlığının ilk adımlarını şimdiden hissettirebilmektedir. Internet ile, internet üzerinden bağlı olduğu aplikasyonlar (dar yapay zeka uygulamaları) ile irtibatı kesilince çılgın ve aciz duruma düşen insanları ve bu gibi oyun ve oyalanmalarla hayatını doldurup taşıranları her gün görüyoruz. Bir nevi bu durumu kölelik gibi görmemizin sebebi ise bir kölenin efendisine sunduğu şeyi bizim bu aletlere sunmamızdan kaynaklanıyor, bize verilen en değerli sermaye olan zamanı, oyun ve oyalanmacalar uğrunda aletlere harcıyoruz. Köleliğimizin ilk adımını “dar yapay zeka” ile atmış oluyoruz. “Yapay Süper Zeka”nın, bu tarz teşhislere sahip olmayan insanların iradesini tümüyle ele geçireceğini, hayal etmek zor değil.

Tolkien, eserinde özgür milletlerin/insanların/halkların mücadelesinden bahsediyor. Bu yönüyle özgürlük, Tek Yüzük’ten bağımsızlığın vurgusuna dönüşüyor, yani kendi mitolojisinin/evreninin ilmi/alet bilgisi/teknolojisi ile yapılan bir aletin en büyük düşmanını insanın özgür iradesi olarak konumlandırıyor. İnsanın veya kamil ve imtihan vermiş varlıkların yüzüğe karşı en büyük silahı özgür iradeleri ile yüzüğü reddetmeleri oluyor. Singularitycilerin de bu noktada bir makinenin özgür iradesi olabileceğini vurgulamaları ilginç bir paralellik daha ortaya çıkarıyor. Özgür iradesi olan ve mutlak kudrete ulaşması kaçınılmaz bir iradeden bahsetmek, biraz yorum ile diğer iradelerin köleleştirilmesinden bahsetmektir aslında; tıpkı Yüzüklerin Efendisi’nde olduğu gibi.

Not: Tolkien’in dünyasını, geleceğin aynası gibi okumaya çalıştığımız yazımızın yeni bölümünde bir önceki bölümde vaat ettiğimiz Evvel, Ahir, Zahir, Batın isimleri üzerinden bir değerlendirme yapacağız.


Ahmet Mesut Bozkurt’un SUTUBOGDA.COM sitesindeki yazısından alıntıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.