Uzakdoğu ve Transhümanizm

, 3 Ocak 2016

MEHMET POLAT – Transhümanizmin farklı platformlarda nasıl ve ne amaçla ele alındığını incelemek istersek batı kültürünün hakim olduğu coğrafyadan çıkan birçok örneği sıralamamız mümkün. Bu projelerde genel olarak en temel fikirlerin insanlığa aşılanması gibi bir takım planlı çalışmaları görebiliriz. İlk olarak geleceğin teknolojilerinin neler getirebileceği ile ilgili bir takım sorular özellikle de izleyicinin rahatsız olmayacağı ve rahatlıkla bağlantılandırabileceği distopya ortamları sunularak tartışmaya açılır. “Matrix”, “Dark City” gibi filmlerde ya da “Fringe” gibi dizilerde bu tip bir yaklaşımın sergilendiğini görebilirsiniz. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. İlk basamak insan olmanın aslında ne demek olduğunu yeni kırpılmış bilimsel gerçeklik ışığında tartışmaya açmak. Ciddiye alınmak istenen bir çok yönetmen de bunun uzun süreli bir tartışma olacağını bildiği için derin yaklaşımlardan çekinip sadece sorular sormakla yetiniyor. “Her” veya “Ex Machina” gibi filmlerde bu yaklaşımı görebilirsiniz.

Batı toplumundan çıkan örnekler genelde bu şekilde. Eski dini refleksler ve büyük oranda seküler bir yaşantının ilginç bir karışımı. Yeni ve hızlı hayat tarzında birçok insanın gerçekten anlam ifade eden soruları sormaya zamanı yok. Böyle olunca da insanlar okumuyor, yalnızca hadiselere maruz kalıyor. Yeni fikirler (iyi ya da kötü) sürekli değişen kılıflarda dikkatlice sunulduğunda kolaylıkla kabul görüyor.

Akademide ve edebiyatta çok da popüler olmayan ve daha önceden başarılı kullanımlarını pek görmediğimiz bu fikirlerin batı sinemasında birden patlamasının bu konuda kararlı, istekli ve işinin ehli küçük bir azınlık tarafından başarıldığını düşünmek mantıklı. Amerikan sinemasının yapısı serbest girişime imkan tanıyan bir sistem değil. Hollywood’da senarist olmak öyle görünse de birçok sanatçı için açık bir yol değil. Şöyle ki, yalnızca yetenek hiçbir işinize yaramayacak ve çok uzun yıllar kariyerinizi ayak işlerinde yapılandırmanız gerekli. Dikkatli bakıldığında sistem adeta oligarşik. Merkezdeki bir avuç ne yaptığını bilen insanın sürekli gelip geçen yeni trendlere yön vermesi mümkün. Bu hantal sistemin transhumanizmle alakalı konulara bu kadar hızlı girmesi için o yönde zorlanmış olması gerekli. Sonuç olarak film stüdyoları çok büyük bütçelerle iş yapmakta ve bu da her alanda esnekliğe zarar veren bir olgu.

hollywood

Amerikan sinemasının transhumanizm gibi insanlık dimağında son derece yeni olan konuları sıklıkla ele alıyor olması, sektörün dinamiklerinden başka açıklamaları gerektirmektedir.

Peki dünyanın başka ülkeleri ile ilgili ne tür yorumlar yapabiliriz. İnsanlığın dimağına fikirler yerleştirebilen ve sürekli gelişen kuvvetli tesir araçlarına sahip olan görsel sanatlar başka yerlerde ne durumda?

Sürekli küçülen dünyamızda her ne kadar kültürel farklılıklar kaybolmaya başlamışsa da hala farklı toplumların kendine has doğaları, iyi ya da kötü, güçlü ya da zayıf taraflarıyla yaptıkları işlerde kendini göstermektedir. Bu insanların dünyalarını ve değişen dünyaya verdikleri tepkileri anlamak, hem bu yeni değişimlerin gerçek doğasını hem de insanı anlamak konusunda kaçırdığımız ayrıntılara ışık tutacaktır.

İlk konumuz Japonya, İlk ele alacağımız kısım ise anime ve manga sektörü.

uzakdogu_transhumanizm_nichijou

İlk olarak birkaç yanlış anlaşılmadan kurtulalım. Anime veya manga bir tarzın adı değildir. Japonlar animasyona (ne olursa olsun çizgi film veya 3 boyutlu animasyon) anime, çizgi romana da (ya da çizilen herhangi bir medyaya ki bu karikatürleri de kapsar) manga demektedir. Yani bir japon için Pixar’ın up filmi anime, Superman çizgi romanları da mangadır. Bizim, amerikalıların “cartoon” dediği şeye “çizgi film” dememizden çok da farklı bir şey değil bu. Bu yüzden bu yazı serisi boyunca “anime – animasyon – çizgi film” ve “çizgi roman – manga” kelimelerini dönüşümlü kullanacağım.

Bir prodüksiyonu tanımlarken “çizgi film” değil de “anime” demenin bir takım faydaları var tabi ki. Beklentimizi bu kültürel ortamdan çıkmış, bir miktar anlayış farklılığı gösteren bir ürün için hazırlamamız gerektiği uyarısını içinde barındıran bir tanım bu. Ayrıca bu dev sektör her ne kadar iç görsel farklılıklar bulundursa da genelde batılı örneklerden değişik belirli estetik kanunların ağır bastığını görebilirsiniz.

Ağır basan estetik kanunlardan bahsetmişken, ikinci yapılan hata anime deyince aynı şeyi anlamak. Bunun yiyecek deyince aynı şeyi düşünmekten bir farkı yok.

Japon anime sektörüne tek bir varlıkmış gibi bakmak mantıklı olmaz. Amerikan dizi-film sektörü ne kadar çeşitli ise anime sektörü de en azından o kadara çeşitlidir desek abartmış olmayız.

Evet hepsinde çizgiler var... Bunun dışında bir benzerlik görebiliyor musunuz?

Evet hepsinde çizgiler var… Bunun dışında bir benzerlik görebiliyor musunuz?

Tabi ki değişik zaman dilimlerinde kendini gösteren bir takım trendler yok değil. Hatta bu trendler zaman zaman bütün sektörü kasıp kavurarak her şeyin birbirinin klonu olmasına da yol açabiliyor. Ancak herkesin başarı kısa yolları aradığı günümüzde bu durumun bütün eğlence sektörü için geçerli olduğunu hatırlatıp geçiyoruz. Bu tip ayrıntılar konumuzun dışında.

“İyi de Mehmet bey, bize ne el alemin animasyon sektöründen? Bunları bilmemizin bu gün dünyanın gittiği korkutucu yolda bizlere ne faydası olacak ki?” diye sorabilirsiniz.

Bahsettiğimiz çeşitlilik içinde, normal insanların günlük hayatlarını konu alan animeler olduğu gibi paralel evrenden gelen robotlarla savaşan kahramanların trajedilerinden bahseden uzun seriler de bulabilmekteyiz. Son yıllarda batıda da patlama yapan dev seyirci kitlelerine hitap eden bu kültüre bakarak farklı toplumların geleceği nasıl gördüğünü daha iyi anlayabiliriz.

Bu yazı serisinde gerçekten garip konulara değineceğiz. İlah ve yaratılış algısı zaten bizim için anlaşılmaz olan insanların gelecekle alakalı kurgularından bahsediyor olacağız.

Yani “Uzak gelecekte dünyası uzaydan gelen dev organizmalar tarafından yok edilmiş olan ve fotosentez yapabilmek için gen mühendisliği ile evrimleşmiş olan insanlığın uzaydaki yolculuğu” gibi senaryoların normal olduğu bir alanı irdeliyoruz. Antropomorfik dev robotlara hazır olun.

uzakdogu_transhumanizm_sidonia_no_kishi
Evet… Evet, ilk başta biraz abartılı gelebilir.

Daha yeni başlıyoruz.

devamı: Genel bakış: Anime

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.