Artırılmış Gerçeklik
Davut Demirhan, 23 Şubat 2016Joseph Pine ve Kim Korn Sonsuz Olanak adlı kitaplarında artırılmış gerçekliğin özünü şu şekilde tanımlıyorlar: “Gerçekliğe ilişkin deneyimimizi artırmak için bit kullanmak, gerçek dünyayı deneyimleme şeklimizi açımlamak, genişletmek, düzenlemek ya da değiştirmek için üzerini dijital veriyle kaplamak.”
Artırılmış gerçeklik genelde gerçek görüntünün üzerine dijital/sanal bir görüntünün bindirilmesi ile gerçek olana bilgiler eklemek şeklinde uygulanıyor. Bir insana baktığınızda kafasının üzerinde isminin yazdığını ya da bir ağaca baktığınızda ağacın üzerinde sizden kaç metre uzakta olduğunun yazdığını düşünün.
Şimdilik akıllı telefonlarla kullanılabilen bazı ilkel artırılmış gerçeklik uygulamaları görebiliyoruz. Google Glass gibi gözlükler ise artırılmış gerçekliği bir üst seviyeye taşıyor. Bu işin daha ileri aşamaları lensler ve belki daha sonra doğrudan sinirlere bağlanacak uyarıcılar olabilir.
Kullanılan kelimeler önemli. Basitçe kullanıp geçtiğimiz kelimeler zihnimizi, muhataplarımızın zihinlerini ve bilinçaltımızı şekillendiriyor. “Artırılmış gerçeklik” ifadesinde gerçeğe bir şey katma, onu olduğundan daha iyi ve yüksek hale getirme iddiası var. Bu ifade bir yandan gerçek olana bir eksiklik de isnat ediyor. Çünkü tam olan bir şeyi artırmak mümkün olmaz, artırılabildiğine göre bir eksiklik var demektir.
Selim R. Toprak’ın “Transhümanizm Tehlikesi ve Alternatif Bir Yol – 1” makalesinin başında geçen şu ifadeyi burada hatırlamak gerekiyor: “Kemale her ziyade sebeb-i noksaniyettir.” Zaten mükemmel ve tam olana yapılacak her ekleme onu mükemmellikten uzaklaştırır. Nicel olarak bir şey eklerken nitel olarak onu eksiltiriz.
Güzel gözlü güzel bir yüzün güzelliğini artırmak için alnının ortasına üçüncü bir güzel göz daha eklemek nasıl o yüzün mükemmelliğini bozarsa aslında eksik olmayan bir şeyi artırmaya çalışmak da benzer bir başarısızlıkla sonuçlanır. Mevcut gerçekliği eksik kabul ederek ona dijital bir katman eklemek aslında gerçekliği artırmayacak onu gerçeklikten uzaklaştırır ve sanallaştırır.
“Bu olan’dan daha güzeli (mükemmeli) mümkün değildir.” – İmam Gazali
Fazla enformasyonun zararlarını idrak etmeye başladığımız bir çağdayız. Fazla bilginin bilgelik anlamına gelmediğini yeniden anlamaya başladık. Malumat ve ilim arasında malumatfuruş ve alim arasındaki kadar devasa bir fark var. Said Nursi malumat için kuşun yavrularına kusarak verdiği sindirilmemiş besini, ilim için de güzel ve tam bir gıda olan sütü örnek verir. Sindirilmemiş bilgiler muhataplara sunulduğunda gıda olmaz, tiksinti verir. Sindirilmiş bir ilim ise muhatapları besler.
Artırılmış gerçekliğin vadettiği bilgiler neredeyse her zaman malumat türünden şeyler. Baktığımız bir ağacın bize tam olarak kaç metre mesafede bulunduğu veya Latince adının ne olduğundan daha önemli olan şey o ağacın ne mana ifade ettiği, bizde hangi anıları canlandırdığı, hangi ilhamları verdiğidir. Soğuk sayılar, gereksiz malumatlar insan ruhuna fayda vermez. İnsan mana ile tatmin olur, ruhunu ve kalbini besleyebilir. Bu ek ve gereksiz bilgiler sadece faydasız olmakla da kalmaz, asıl önemli olanın önünde bir perde de olurlar. Çünkü dikkat sınırlı bir kaynaktır ve içinde bulunduğumuz anda dikkatimizi gerçekten hak eden şeyler yerine abur cubura verirsek israf etmiş oluruz, dikkat edilmesi gereken noktaları kaçırırız.
“Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” – Hz. Muhammed
Artırılmış gerçekliğin istisnai olarak faydalı olduğu alanlar muhakkak ki olacaktır. Akıllı telefonların faydalı olduğu birçok alan olduğu gibi. Ama yaygın kullanımı incelendiğinde akıllı telefonların insanların çoğunluğuna faydadan çok zararı olduğunu rahatça ileri sürebiliriz. Dikkat süresinin kısalması, bildirimlerin sebep olduğu stres ve konsantrasyon bozuklukları, sürekli sosyal medya hesaplarını ve eposta gelen kutusunu kontrol etmek gibi kötü alışkanlıklar akıllı telefonların zararları konusunda ilk akla gelen örnekler. Artırılmış gerçeklik de görünen o ki çoğunluk için faydadan çok zarar getirecek ve insanlarla hakiki olan arasında yeni bir perde olacak.
“Artırılmış Gerçeklik” yazısına 3 yanıt var
Bir cevap yazın
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017
Arttırılmış gerçekçiliğin sıkı bir taraftarı olarak bu yazı ufkumu açtı diyebilirim.
Harika tespitler. Teşekkürler. Devamını bekleriz
Harika bir yazı, gerçekten de lüzumsuz bilgiler, sindirilmemiş haller, -miş gibi yapmaların bir yalancı zirvesi arttırılmış gerçeklik…
Daha güzel nasıl ifade edilirdi bilemiyorum.Konunun ağaç üzerinden örneklendirilmesi de dikkate değer.Yazılarınızın devamını bekliyoruz.