Ben Goertzel ve Düşünen Robotlar

, 6 Temmuz 2016

Machine of Human Dreams” Düşünen Robotları ve Bir Gün Yapay Zekanın İnsanlığı Nasıl Ele Geçirebileceğini Araştırıyor

Ray Cohen’in yeni filmi, “Machine of Human Dreams” (Rüyalardaki Makine) Ben Goertzel’in araştırmalarına derin bir inceleme sunuyor. Yapay zeka çalışmalarının yalnız kurdu ve “transhumanist” Ben Goertzel’e göre insanlar çağımızın ve dünyamızın en asgari seviyedeki zeka türü.

düşünen robot

Ben Goertzel

Goertzel, Ray Cohen’in yeni filmi “Machine of Human Dreams” filminin yeni konusu. Haziran ayının ikinci haftası Sheffield Doc Festivalinde galası yapılan film, daha çok bir belgesel gibi de değerlendirilebilir. Ana hikaye, Ben Goertzel’i ve onun açık kaynak kodlu yapay zeka projesi olan OpenCog’u en iyi hale getirme çabalarını anlatıyor. OpenCog, insan zihnini modelleyen bir yazılım ve Goertzel bu yazılımın en az bir insan kadar “zeki, yaratıcı ve nazik” robotlar tarafından kullanılmasını öngörüyor.

Goertzel, Cohen’in belgeselinde yürüyen, konuşan, gülen, vücut dilini kullanabilen insanımsı robotlar geliştirmesini yeterince açık bir şekilde anlatıyor. İzleyicinin tek yapması gereken, çevresindeki makine ve robotları OpenCog yazılımıyla tanıştığını hayal etmek ve olacakları gözlemlemek!

İnsan beyni, sonu gelmez hayat tecrübeleriyle öğrenip gelişiyor. Bir robotun beyni de benzer biçimde gelişiyor. Dolayısıyla aynı bir çocuğun yetişkinliğe doğru adım adım ilerlemesi gibi bir robotunda bebeklik, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik evreleri olacaktır. Bu yüzden yapay zeka alanında yapılacak çalışmalarda, oyuncak robotları kullanmanın çok etkili olabileceği düşünülüyor.

Ben Goertzel bu durumu, “Eğer bir milyon insan, OpenCog yüklü bir robot ile oynarsa ve bu robotların zihinleri tek tek, genel bir zihin bulutu(Mind Cloud) ile bağlanırsa, bu Genel Yapay Zekayı (AGI robotunuzu) eğitecek bir milyon insan var demek oluyor” şeklinde açıklıyor.

FİLMLERDE YAPAY ZEKA VE DÜŞÜNEN ROBOTLAR

Bugüne kadar Ex-Machina, Her, Robot & Frank,  Interstellar (Yıldızlararası) gibi  yapay zekayı konu alan birçok başarılı bilim kurgu filmi çekildi. Hepimiz bu filmlerle robotların hizmetçi, savaşçı, aile “çocuğu” ve hatta aşık olabileceğini gördük. Ancak düşünen robotlar sadece bu filmlerle kısıtlı değil. Bu konuyu şimdilik daha sonraki yazılarımıza bırakalım.

Robotlar, daha çok otonom olanlar, eskiden sadece Geek’lerin ilgilendiği bir konseptken, şimdi oldukça yaygın bir konu haline geldi. Daha önceki yazımızda belirttiğimiz Google’ın yapay zeka alanına yoğun bir yatırım yaparak İngiliz yapay zeka şirketi DeepMind’ı satın alması, Facebook’un Baidu’da yine bu alanda araştırmalar ve büyük harcamalar yapan bir departmana sahip olması bunun kanıtı diyebiliriz.

Konuştuğu yapay zeka programına aşık olan bir adamı anlatan HER(AŞK) adlı filmin fragmanı:

Machine of Human Dreams filminin yönetmeni Cohen, Harvard Üniversitesi’nde Sinirbilimi (Neuroscience) okuduktan sonra, MIT’de (Teknoloji Üniversitesi olan) araştırma asistanı olarak çalışmış. Bu sayede hayatında ilk kez çalışmalarını yaparken yapay zekayla ilgilenen ve bu alanda bilim kurgudan çok daha fazlasını merak eden insanlarla tanıştı. Goertzel ile NewYork’ta bir konferansta gerçekleşen tanışmaları onun için çok ilgi çekici oldu. Çünkü Goertzel, zamanını sadece daha kolay sonuç alınabilen araştırmalarla geçirmek yerine ilk düşünebilen makinayı (thinking machine) yapabilmek için büyük çabalar sarf ediyordu.

 Ray Cohen, Goertzel’in sahip olduğu potansiyeli ve kapasitesini şu şekilde anlatıyor; “Aynı anda düşün, konuş, ve yap.”

Yapay zeka ile ilgili “Machine of Human Dreams” filminde birkaç kere tekrar edilmesine rağmen bilim kurgu filmlerinde kolay kolay rastlayamayacağınız bir nokta var. Goertzel, ısrarla araştırma yapabilmekteki zorluklardan ve sınırlamalardan bahsediyor. Daha açıklayıcı olmak gerekirse, kendisinin bitmek bilmez bir finanse edilebilme savaşı verdiğini söylüyor. Cohen’in filmi hem ütopik bir vizyonu yüceltiyor, hem de bu vizyona erişebilmenin, bu alanda çalışabilmenin ne kadar güç olduğunun altını çiziyor. Bu açıdan baktığımızda filmin bir anlamda yapay zeka yatırımcısı bulmak adına reklam niteliği taşıdığını söyleyebiliriz.

Filmde Goertzel’in hem ileri görüşlü, hem de lider tarafını görüyoruz. Kendisi her zaman ortaklarının ilgisini çekebilir ya da yatırımcıları heveslendirebilir, ancak son teslim tarihlerine uymakta güçlük çektiği görülüyor. Eski bir ortağının da dediğine göre, NewYork’da ayarladığı bir firma, işin sonunda 20 milyon dolarını çarçur etmiş! Filmdeki Goertzel ve ekibinin “çocuk” yapay zeka modelini Çin’deki yatırımcılara sunma sahnesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Robot, onları yarı yolda bırakıyor, parçaları bir arada durmakta bile güçlük çekerken sorulan sorulara da alakasız cevaplar veriyor.

Einstein robot

Einstein robot

Ancak bu tarz gerilemeler, Goertzel’in hayaline olan inancını, ya da ortaklarının ona olan güvenini sarsmıyor. Robotik fizikçisi ve eski NASA mühendisi Mark Tilden, Ben Goertzel’den son derece içten bir çoşkuyla bahsediyor: “Ben, hayatımda tanıştığım en muhteşem zeka modellerinden birine sahip.” Goertzel, Cohen’in kendisi hakkında çektiği belgeseli izlemiş ve ilk tepkisi hiç de neşeli değilmiş. Yönetmene göre filmin daha teknoloji odaklı olması Goertzel’i çok daha memnun edebilirdi.

Bir süre sonra Goertzel durumu sindirdi ve film hakkındaki görüsünü yeniledi. Cohen’in, Goertzel’in hikayesini “sıkıştırarak” anlatmasının gerekliliğini kabullendi, ve bir yapımcı olarak Cohen’in durumu elinden geldiğince farklı açılardan yansıtmış olduguna karar verdi. Kendi bloğuna “filmi izlemenizi kesinlikle öneriyorum,” diye bir not bile düştü. Devamında ise:

“Ben ve ekibimin Hong Kong ve Addis’deki son işlerine yoğunlasan kısımları bizzat beğendim. Bence bu kısımlar, heyecan verici bir biçimde çekilmiş ve yönetilmiş, robotik alanında son zamanlarda göstermiş oldugumuz çabayı, olabilecek en iyi şekilde yansıttığını düşünüyorum.”

şeklinde bir açıklamada bulundu.

Filmin kapsamadığı bir nokta var ki, o da Goertzel’in düşünen robotlarının en sonunda gerçeklikle buluştuğu an – veya bunun olup olmayacağı. Goertzel an itibariyle baş bilim adamı olarak eski partneri David Hanson ile Hanson Robotics firmasında çalışıyor. Şirket, ilk iki ayaklı (Biped) kendini ifade edebilen robotu yapmakla biliniyor. Hanson ise pazarlama alanındaki becerileri ve iş dünyasında yetenekli olmasıyla ünlü. Ayrıca kendisi insan cildine çok yakın bir görünüm sunan “frubber” isimli maddenin de patent sahibi. Bu madde, robotların Ex-Machina filmindeki Alicia Vikander gibi görünmelerini saglayabilir.

frubber

Bir Frubber örneği

Cohen, Hanson’un maddi güç ve itibar getirecek şeyleri sezme becerisi ile Ben Goertzel’in muhteşem zekası birleşince, olağanüstü şeyler başarılabileceğini düşünüyor.

Ve bu gerçekleştiğinde şöyle bir tahmini yürütmek hiç zor degil: bilim kurgu ve gerçek hayattaki robotlar arasındaki çizgi giderek incelmekte!

Düşünen robotlar ve insan bilinci bütün gizemiyle aydınlatılmayı bekliyor!


UZAY ÇAĞI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.