Neal Stephenson – 3: Magic Leap
Akif Manisalı, 19 Temmuz 2016AKİF MANİSALI – Neal Stephenson’ın ilk büyük başarısını yakaladığı Snow Crash romanı ve romanın hikayesini üzerine kurduğu Metaverse sanal evrenini incelediğim bir önceki yazıya, Stephenson’ın 2014 senesinde Baş Fütürist olarak göreve başladığı ve Metaverse gibi sanal evrenler ve daha ötesi ile ilgili hayallerini gerçeğe dönüştürme potansiyeline sahip Magic Leap şirketi ve geliştirdikleri teknolojilerden bahsederek Neal Stephenson ve eserlerini incelemeye devam etmeyi planlıyorum. Sanal dünyalarla ilgili daha kapsamlı bilgi sahibi olmak isteyen okuyucularımıza Faruk Ay’ın geniş bir perspektiften sanal alemleri incelediği Gölge ile Güneş Arasına İnşa Edilen Dünya yazısını tavsiye ediyorum.
MAGIC LEAP
Magic Leap 2010 senesinde biomedikal mühendisi Rony Abovitz tarafından kurulan, Florida, ABD merkezli bir teknoloji şirketi. Şirket, 2014 senesinde Facebook tarafından satın alınan Oculus VR gibi Sanal Gerçeklik (Virtual Reality / VR) üzerine uzmanlaşmış teknoloji şirketlerinden farklı olarak Karışık Gerçeklik (Mixed Reality / MR) adı verilen, gerçek hayata sanal görüntülerin giydirilmesi sayesinde iki dünyayı iç içe sokan bir teknoloji alanını platform olarak kendine seçmiş durumda. Sanal gerçeklik gözlüklerinin genelinin, kullanıcısının gerçek dünya ile görsel irtibatını tamamen kesen gözlüklerinin aksine Magic Leap kullanıcılarının çevrelerini görmelerini engel teşkil etmeyen şeffaf gözlükler, doğrudan retinalarına dijital ışık alanları yansıtarak çıplak gözle gördükleri gerçekliğin üzerine 3 boyutlu görüntüler giydirebiliyor. Her ne kadar şirket 6 senedir faaliyet gösteriyor olsa da ancak daha bir buçuk ay önce platformunu 3. parti geliştiricilere açacağını duyurmuş durumda. Buna ek olarak Magic Leap için, isminde de geçen “Sihir” için vazgeçilmez bir kavram olan “Gizem”i, özellikle de bir teknoloji şirketi için sınırlarını zorlarcasına etkili bir şekilde kullanıyor denebilir. Şirket ile ilgili okuyacağınız neredeyse her başlık Gizli! / Sırlarla Dolu! / Gizemli! vb. sıfatlar süslenmiş durumda. Teknolojilerinin sunumunu yapmak için davet ettikleri yazarlara imzalattıkları kapsamlı gizlilik anlaşmaları, rakipleri Microsoft’un HoloLens’i, Facebook’un Oculus’u, HTC’nin Vive’ı ve Kickstarter girişim şirketi Meta’nın karışık gerçeklik gözlüğü onlardan çok önce prototip olarak piyasaya çıkmış olmasına rağmen panik emaresi göstermemeleri ve teknolojileri hakkında bilgi istenince ağızlarından önemli bir şey kaçıracaklarmış gibi endişeli bir şekilde “Anlamak için görmeniz lazım!” yaklaşımını motto edinmeleri Magic Leap’in etkileyici bir sonuca doğru sağlam adımlarla ilerlediklerinin göstergesi olarak okunabilir. Magic Leap’in şirketlerinin ve teknolojilerinin geleceğine olan inançları bulaşıcı olsa gerek ki şirket 2014 senesinde Google’ın başını çektiği B serisi yatırımda 542 milyon dolar, 2016’nın başında da Çin’in e-ticaret devi Alibaba’nın öncülük ettiği bir C serisi yatırım girişiminde 793.5 milyon dolar yatırım alarak toplam yatırımını 1.4 milyar dolara, şirket değerini de 4.5 milyar dolara çıkarmış durumda.
MAGIC LEAP ve WETA ORTAKLIĞI
Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit üçlemelerinin tasarım ve efektlerini gerçekleştiren Yeni Zelanda merkezli başarılı özel efekt şirketi Weta’nın kurucusu ve kreatif direktörü Richard Taylor, 2013 senesinden beri Magic Leap şirketinin gelecek ile ilgili hayallerini gerçeğe dönüştürmek için hünerlerini ortaya koymakta. İki şirketin ortaklığı, Magic Leap’i kuşatan gizlilik perdesinin ilk aralanması sayılabilecek Magic Leap kullanımı demosu, aşağıdaki “Magic Leap ofislerinde bir gün” başlıklı tanıtım videosu ile 2015 senesinde ilk halka açık meyvesini vermiş gözüküyor.
TEKNOLOJİ İLE YEPYENİ BİR ETKİLEŞİM
Teknoloji ile etkileşime girdiğimiz fiziksel ekranların; Magic Leap, Microsoft ve Meta gibi şirketlerin giyilebilir karışık gerçeklik üreten cihazları ile değişeceği fikri, teknoloji ile ilgili gelecek öngörülerinden bir tanesi. Tecrübe edenler tarafından şaşırtıcı derecede doğal ve pratik algılanan bu teknoloji sayesinde sabit fiziksel bir ekrana bağlı kalmaktansa Azınlık Raposu (Minority Report) ya da Demir Adam (Iron Man) filmlerindeki karakterlerin kullandığı, boyutları ve sayıları kullanıcının keyfi ve içinde bulunduğu mekan ile sınırlı sanal ekranlardan oluşan bir arayüz deneyim yaşanması mümkün olabilecek gibi gözüküyor. Bu teknolojinin dünyanın farklı yerlerindeki kullanıcılar ile sanki aynı mekanı gerçekten paylaşıyormuş gibi 3 boyutlu konferans yapma olasılığını imkan veriyor olması da ev ve iş hayatında büyük değişikliklere sebep olabileceğinin habercisi. Microsoft, Magic Leap ve Meta şirketleri kısa zaman içinde ofislerindeki bütün fiziksel ekranları karışık gerçeklik gözlükleri ile değiştireceklerini duyurmuş durumdalar. Apple, Samsung ve Google gibi şirketlerin de karışık gerçeklik teknolojisini yakından takip etmesini de bu teknolojinin bilgisayar ve telefonlar ile etkileşimimizi köklü bir şekilde değiştireceğinin işareti olarak görebiliriz. Nisan 2016’da Magic Leap ekibi tarafından yayınlanan aşağıdaki “Yeni Bir Sabah” adlı tanıtım videosunun, Weta tarafından teknolojinin neye benzeyeceğinin kurgulandığı ilk “kurgusal” tanıtım videosunun aksine Magic Leap gözlükleri ile kullanıcının tecrübe ettiğinin hiç oynanmadan bizlere sunulmuş hali olduğu ifade ediliyor ve Magic Leap’in son kullanıcı için neler vadettiğinin kapısını biraz daha aralıyor.
MAGIC LEAP ve LUCASFILM ORTAKLIĞI
Weta ve Magic Leap’in ortaklıkları şirketin eğlence sektörü ile tek yakın teması değil. Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit üçlemelerinin yönetmeni Peter Jackson da Magic Leap’in danışma kurulunda bulunuyor ve platform için içerik üreteceği açıklamasında bulunmuş durumda. Bunların yanı sıra daha bir ay önce Magic Leap, Yıldız Savaşları (Star Wars) evreninin yaratıcısı Disney’in Lucasfilm şirketi ve ona ait ILMxLAB ar-ge ünitesi ile yaratıcı ortaklık yapacaklarını ve iki şirketin Lucasfilm’in San Francisco kampüsünde bir araştırma laboratuarı kuracağını duyurdu. Şirketin yayınladığı Yıldız Savaşları’nın sanal gerçek dünyasını kendi platformlarına uyguladıkları ilk demo videoları, eğlence sektörü ve Magic Leap kesişiminde büyük kitleleri etkileyebilecek ürünler çıkabileceğinin ilk ayak sesleri sayılabilir.
YENİ BİR INTERNET
Bütün bu yavaş ama potansiyeli açısından etkileyici gelişmelerin yanında, karışık gerçeklik teknolojisinin doğasının çarpıcılığı en vaatkar yönü aslında. Wired dergisi için kapsamlı bir Magic Leap makalesi hazırlayan Kevin Kelly, internetin yeni evrimi olarak adlandırdığı bu teknolojinin asıl vadettiğinin, her ne kadar kullanıcısının karşısındaki mekanlar ve nesneler sahte de olsa tecrübe edilenlerin TV ya da bilgisayar ekranında “görülen”den çok farklı bir şekilde, tecrübe edenin “başına gelen” bir “deneyim” olarak algılanması olduğunu ifade ediyor. Mevcut internet bir bilgi ağı iken, yapay gerçeklik ile vadedilenin bir deneyim ağı olduğunu söylüyor Kevin Kelly.
Yapay gerçekliğin sunduğunu iki madde ile özetleyen yazar, teknolojinin öncelikle, bir ilüzyon olmaktan ziyade gerçekten de oradaymış gibi gösterdiği nesneler, mekanlar ve karakterler özelinde kullanıcısına yoğun ve inandırıcı bir “mevcudiyet” (presence) hissi verdiğini, ikinci ve daha da önemli olarak da düz erkanların beceremediği bir şekilde kullanıcısının kendisine verdiği gerçekten de orada “mevcut” olduğu hissi ile neredeyse gerçek hayat kadar özgün deneyimler yaşattığını ifade ediyor.
Kevin Kelly’nin bu yorumu güncelliğini korur ve teknolojinin seyri bu şekilde devam ederse Bilişim Teknolojileri (Information Technology / IT) başlığının yanında, yapay, arttırılmış ve ikisini de içine alan karışık gerçekliğin uygulamaları üzerine gelişen bir Deneyim Teknolojileri (Experience Technology / ET) kavramı ile karşı karşıya kalabiliriz.
Kevin Kelly’nin yapay ve karışık gerçeklik ile tecrübe ettiklerinden ve Magic Leap’i ziyaretindeki deneyiminden özetlediği önemli bir çıkarımı; “bilgi”nin yaratım, iletim ve tüketiminden oluşan mevcut internet tecrübesinin, “deneyimler”in yaratım, iletim ve tüketimine döndüğü çığır açıcı ve oyun değiştirici yeni bir platform ile karşı karşıya olduğumuz.
Magic Leap şirketinin resmi sloganı “Artık büyüyü dünyaya geri getirmenin zamanı geldi.” Tecrübe edenler tarafından ifade edildiğine göre sloganlarına yakışır şekilde, sanal objelerin gerçekten de gözünüzün önünde olduğu ilüzyonunu yaratmadaki yetkinliği sayesinde görsel cephede en etkili sistemin Magic Leap olduğu gözüküyor.
“Voices of VR” podcast’inin kurucusu, yapay gerçeklik geliştirenlerle 400’den fazla röportaj yapmış ve neredeyse üretilmiş bütün yapay gerçeklik portotiplerini görmüş Kent Bye’ın ifadesi ile “Yapay gerçeklik başka hiçbir ortamın (medya) beceremediği şekilde bilinçaltımıza hitap edebilmekte.” Magic Leap’in kurucusu Rony Abovitz de bu bakış açısına paralel bir yorumla “Bizimkisi iç dünyaya yapılan bir yolculuk. Biz burada “mevcudiyet”in ve “deneyim”in internetini kuruyoruz.” sözleriyle Magic Leap’in esasında neyi vadettiğini ve potansiyelini açıkça ifade ediyor.
Ali Musa Arslan’ın birkaç gün önce yayınlanan Pokemon Go fenomeni ile ilgili yazısının açıkça ortaya koyduğu şekilde, Magic Leap’in vadettikleri yanında son derece basit ve kaba kalan bir karışık gerçeklik uygulamasının bile kitleler üzerinde ne kadar etkili olduğu düşünüldüğünde, arttırılmış, yapay ve karışık gerçeklik üzerine teknoloji geliştiren rakipleri gibi Magic Leap şirketi için de, Davut Demirhan’ın Dönüm Noktaları başlıklı yazısında bahsettiği, insanlık açısından önemli dönüm noktalarından birini temsil etme potansiyeli taşıyor diyebiliriz.
Not: Neal Stephenson ve eserleri üzerine yazı dizisine, önceki yazının sonunda vadedip değinmeye fırsat bulamadığım NASA’nın sanal gerçeklik ve metaverse alemi merkezli projeleri ve Magic Leap şirketinin vaatlerinin insanlığın geleceği üzerine çağrışımlarını inceleyerek devam etmeyi planlıyorum.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017