Panorama – 3 : Transhümanizm ve Kozmizm
Selim R. Toprak, 3 Ağustos 2016Bugüne kadar Her-An’da paylaşılmış bazı düşüncelere toplu bir bakış – 3
Transhümanizm
- Transhümanizm, bilim ve teknolojinin tüm imkânlarının “transhuman” kelimesi ile tanımlanan “dönüşmüş bir insan” için seferber edildiği bir sistemdir. Transhuman, yani bu dönüşmüş insan posthuman adı verilen daha sonraki bir evre için geçiş niteliğindedir. Posthuman ise bugünki insana göre daha güçlü ve sağlıklı, yaşlanma etkileri azaltılmış (hatta ortadan kaldırılmış), fiziksel-zihinsel-duygusal kapasiteleri çok üst düzeye çıkartılmış bir üstform, bir öte-insandır.
- 1871 yılında Fransız oryantalist ve din bilimci Ernest Renan’ın “Nasıl insanlık hayvanlıktan ortaya çıktıysa, ilahlık da insanlıktan ortaya çıkacaktır” fikri dikkat çekmektedir. Bu fikir günümüz transhümanistlerinin “Bizler tanrılar olacağız”, “Bizler artık tanrılarız!” (We are gods now!) deyişi ile büyük benzerlik göstermektedir.
- Bu öte-insandan (posthuman), uzayda koloniler kurması, süper zeki makinelere dönüşmesi, fiziksel varlığından sıyrılarak sanal gerçeklikte yeni bir hayata yelken açması gibi özellikler beklenmektedir.
- Yapılan çalışmalar robotları dış görünüş olarak git gide bize benzetirken, biz de duygusal anlamda git gide robotlaşmaktayız, bu yakınsama sonunda kaçınılmaz olarak “insan makine bütünleşmesi” önümüze bir reçete olarak konacaktır. Transhümanizm bunun altyapısını her alanda planlı ve programlı bir biçimde hazırlamaya devam etmektedir. (yapay organlar, vücuda yerleştirilen çipler vb.)
- Aslında birçok transhümanist simge 50 yılı aşkın süredir nesillerin bilinçaltına sistematik olarak gönderildi.. Bu mesajları daha ilk Star Trek serisinde bile bulabilirdiniz örneğin mürettebattan bir kadın subay Kaptan Kirk’e “ben bir android vücut istiyorum, ölümsüzlük istiyorum, sonsuza dek yaşayacağım, hep genç ve güzel olacağım” diyordu. Uzun zamandır “Holywood Sihiri” ile zihinleri hazırlanan kitlelere aynı önermeler, teklifler, telkinler artık açıktan yapılmaktadır. Zira bu konuda günümüzde insanlığın gardı (savunma mekanizması) düşmüştür.
- Transhümanist terminolojide “parahuman” dedikleri bir yapıdan söz edelim kısaca, yani insan-hayvan melezi, farklı türlere ait gen ya da hücrelerin bir araya getirildiği karmaşık yapılar.! Örümcek adam çizgi filminde, ya da biraz daha geniş bir kümeyi ele alabilmek için örneğin Marvel Comics’in çizgi karakterlerinde bu temayı rahatlıkla görebilmekteyiz.
- Transhümanistler biyolojik evrime günümüz bilim ve teknolojisi ile müdahale edebileceklerini (extropy), onlara göre hala değişmekte olan insanı bu araçlar vasıtasıyla öte-insana ya da başka bir değişle üstün insana dönüştürebileceklerini söylemekteler. İnsanlara “Denizden karaya şu kadar milyon yılda geçtik, şu çağdan bu çağa şu kadar bin yılda ulaştık. Yeter! Biz artık bu işe (kendi evrim sürecimize) el atıyoruz.” fikrini aşılamaya çalışmaktalar. İşte bu fikre katılımcı evrim adını veriyorlar. İnsan bedeninin ve zihinsel yapısının belki buna merkez olarak insan beyninin teknoloji yardımıyla biyolojik sınırlardan arındırılması, mutasyon ya da doğal seleksiyona bırakılmadan bir sonraki evreye geçirilmesi düşünceleri bu yaklaşımdan (katılımcı evrim) kaynaklanıyor.
- Deccal bir transhumanist olacaktır. İnanışlarına göre, insan (human) denilen varlık geri bir varlıktır ve teknolojinin ulaştığı yeni durumun imkânları ile insan; kendi eli ile bu geri varlığı evrimleştirmelidir. İskelet yapısı, iç organları, bazı uzuvları vb daha iyisi ile değiştirilebilir. Onlara göre “modifiye” edilebilir. Bunun için kullandıkları tabir “Human Enhancement”; yani insan bedeninin sınırlarının aşılmasıdır. Bu konu geleceğin en çok tartışılacak mevzularından biri bu olmaya aday. İlahiyatçıların, ahlak felsefecilerinin ve hatta siyasetçilerin… Bunun için çok tesirli PR faaliyetlerinin yapılacağını görmek de hiç zor değil.
- Transhümanist propaganda yapan dizi ve filmlerin yoğun olarak işlediği bazı temalar şunlardır: Yapay Zekâ, Ruhu/İradesi/Şuuru Olan Robotlar, Hafıza/Düşünce Ekimi, Biyonik İnsanlar, Yapay Genel Zekâ/Singleton, Virtüel (Sanal) Cennet/Cehennem, Transhuman, Posthuman, Robot-İnsan Savaşı, Robot Hakları vb.
- Günümüzde sinema ve tv’de bilim kurgunun ağırlığı gittikçe artıyor, işlenen temalar ise yapay zekâ, robotlar, ölümsüzlük ve zaman üzerinde yoğunlaşıyor. İnsanlığın ölümü yenebileceği, yapay zekânın evrimleşip, robotların insanın yerini alabileceği söyleniyor. İnsan ve makine arasındaki fark kaybolurken insan ve makine bütünleşiyor ve yeni bir tür ortaya çıkıyor. Bu tür artık ne makine ne de insan. Ne kadar bilimkurgu gibi görünse de bu cyborglaşma (zombileşme?) sürecinin aslında çoktan başladığını görüyoruz. İnsanlar bilgisayarlarından, akıllı telefonlarından ayrılamıyorlar, sahip oldukları bu aletler sanki vücutlarının bir uzvu; üstelik bu aletlerin sunduğu imkânlarla yazıyor, düşünüyor ve konuşuyorlar. Artık yeni nesil uzun bir yazıyı sonuna kadar okuyacak kadar dahi sabırlı değil, yani görünen o ki kullandığımız makineler bizi değiştiriyor. Ve henüz bu korkutucu sürecin başındayız.
- Transhümanistler hedefledikleri genetik değişimler dönemine gelmeden önce yapay organ nakilleri, nanobotlar yardımıyla hasta ya da hasarlı hücrelerin yenilenmesi, yine nanobotlar yardımıyla nöronlarımızın (sinir sistemimizin) kopyalanması, bir sanal gerçeklik ortamına yüklenmesi (upload)/aktarılması ya da adeta kavanozdaki beyin biçiminde bir bilgisayar ağında yaşamını devam ettirmesi önerileri ile karşımıza çıkmaktalar.
- Gerçeğin yerine yapay olanı koymaya devam ettikçe ve yapay olanı teknoloji yardımı ile süsledikçe ve güçlendirdikçe(?!) bizi aşağıların aşağısına çeken transhümanist girdabın ve singülariteryen felsefenin elinde maalesef insanlık oyuncak olmaya mahkûm kalacaktır.
- Transhümanizm hareketi, bir tarafta yapay zekâ, sanal gerçeklik, yapay organlar gibi çalışmalar yürütürken diğer tarafta hayal dünyamızı şekillendirmeye hızla devam ediyor, sinsice zihnimizi ele geçiriyor, onu yapaylıkla meşgul ederek köklerinden kopartıyor, bizleri şokluyor ve bir tür boşluğa (anlamsızlığa) çekiyor. Transhümanizm, insanı özgürleştireceğini iddia ederken çeşitli yöntemlerle onu, bir adresi, birkaç rakamı aklında tutamaz hale getiriyor.
Kozmizm
- Singularity hareketinin başını çekenlerden Ray Kurzweil kendisine yöneltilen “Tanrının varlığına inanıyor musunuz?” sorusuna “Henüz değil” diyerek gelecekte inşa etmeyi planladıkları tanrılarına atıfta bulunmuştu. Kozmizm de bu fikrin bayrak taşıyıcılığını yapan bir akım. Temelleri 1900’lerin başında atılan ve fikir babası aynı zamanda transhümanizmin de ilham kaynağı olan kişilerden Nikolai Fyodorovich Fyodorov. O zaman için uzaya açılmanın insan ırkını mükemmelleştirmek ve ölümsüzlük için bir çözüm olduğunu ortaya atmış fakat uzay macerası zamanla yerini dijital teknolojiye bırakmış durumda. Çağdaş kozmistler teknolojinin artık dinlerin vaad ettiği birçok şeyi yerine getirebileceğini hatta yakın gelecekte dinlerin bile hayal edemeyeceği şeyleri gerçekleştirebileceklerini iddia ediyorlar. Bu noktada durup bir düşünürsek, önümüzde geçmişe ve geleceğe ait iki çok kritik soru var, “nerden geldik? nereye gidiyoruz?” ve bu sorulara inkarın/inançsızlığın bilim ve teknoloji üzerinden verdiği cevaplar oynanan oyunu (illüzyonu) gözler önüne sermekte. Aslen bu soruların cevapları Allah’ın Evvel ve Ahir ismine bakıyor, Evvel’i hâşâ evrim teorisi (maymundan geldik) gibi teorilerle örtmeye çalışırken, Ahir ismini de ne olduğunu kendilerinin bile tam olarak bilmediği ve fakat çok acaip(!) olacağı konusunda gayet emin oldukları muğlak (belirsiz, flu) bir süper-gelecek tablosu çizerek örtmeye çalışmaktalar.
- Kozmistler için mesele bir tanrı oluşturmakla da bitmiyor, bir sonraki adım onun bir parçası haline gelmek, adeta o oluşturdukları varlıkta fani olmak. Planları umdukları gibi işlerse bu süper varlığı oluşturduktan sonra zihinlerini bu süper varlığa “upload” ederek (aktararak) onun bir parçası haline gelecekler ve sonsuz bir yaşama kapı açacaklar yani kısacası post-human olacaklar. Zihne etkisi bir yönüyle sinemadan daha büyük olan oyun sektöründe de bu fikirlerin zihin ekimi/tohumlamadı yapılmakta. (Bkz: Omega Point ve Evreni Uyandırmak)
- Bu yaklaşımlara göre teknoloji yalnızca insanı biyolojik sınırlarından arındırmayacaktır. Birçok kurgu yapımda tanrıya uzayın derinliklerinde ulaştığını görürsünüz ki burada bilinçaltımıza tanrının teknoloji ile bulunacağı mesajı verilir. Teknolojiye tanrıyı bulma işlevi de yüklenir böylece..
- Dijital oyunlar interaktif özellikleri sebebiyle iyi kullanıldıklarında bir mesajı iletmenin en güçlü yollarından biridir. Oyuncu kendisi için önceden tasarlanan belli deneyimlerin içine girer ve bu deneyimler (her ne kadar yapay olsa ve oyuncu bunun farkında olsa da) oyuncunun hafızası ve bilinçaltında derin izler bırakır.
HABERLEŞME LİSTESİ
RÖPORTAJLAR
Transhümanizm ve İslam – Abdal Hakim Murad
1 Ekim 2017
Lüksemburg’un Uzay Madenciliği
24 Eylül 2017
Neil deGrasse Tyson – Popular Mechanics Röportajı
17 Eylül 2017
YAZARLAR