Google Assistant: Peki Kim Kimin Asistanı?
Faruk Ay, 5 Ekim 2016Google sonunda Ray Kurzweil’in uzun süredir üzerinde çalıştığı projeyi duyurdu. Google Assistant. Daha önceki Hizmetkar mı yoksa Efendi mi? başlıklı yazımızda sanal asistanlardan ve uzun vadeli işin nereye gideceğinden bahsetmiştik. O zaman Google’ın bu alandaki çalışması Google Now ile sınırlıydı ve merakla Ray Kurzweil’in üzerinde çalıştığı sanal asistanı bekliyorduk. Önemliydi çünkü bu bir üründen ziyade teknoloji gelişimindeki zihniyet değişimine işaret ediyordu.
Google CEO’su Sundar Pichai düzenlenen etkinlikte Google’ın odağını ‘mobil öncelikli’ anlayıştan ‘yapay zeka öncelikli’ anlayışa taşıdığını ve önümüzdeki 10 yıl içinde bu doğrultuda ürün ve servisler ortaya koyacağını açıkladı.
Dışardan bakıldığında tanıtım etkinliğinin kahramanı Google’ın kendi akıllı telefonu Pixel olarak görülebilir, fakat tanıtıma asıl damgasını vuran Google Assistant oldu. Bunun sebebi etkinlikte tanıtılan tüm ürünlerin (akıllı telefon Pixel, ev içi akıllı cihaz Home, sanal gerçeklik uygulaması Daydream ve yeni nesil mesajlaşma uygulaması Allo) Google Assistant etrafına örgülenmiş olmasıydı. Kısacası Google’ın gözbebeği Ray Kurzweil’in ‘Bir Zihin Yaratmak’ (How to Create a Mind) kitabındaki prensiplere göre geliştirilen ve gerek Sundar Pichai’nin açıklamaları gerekse Singularity’nin gelecek planları düşünüldüğünde bu seviyede kalmayacağı anlaşılan yapay zeka hamlesi.
Google: Arama Motorundan Kişisel Asistana
Ben Goertzel birkaç yıl önce AGI (Yapay Genel Zeka) konusunda yaptığı bir açıklamada aslında bu teknolojinin temellerinin çoktan atıldığını söyleyip örnek olarak da Google’ı vermişti. Ama Google sadece bir arama motoru değil miydi o zamanlar?
‘Arama’ Google’ın hala en güçlü servisi. Geçtiğimiz 10 sene boyunca insanlar aradıklarını nerede bulacakları konusunda başka bir alternatife fırsat bırakmayacak şekilde Google’ı tercih ettiler. Öyle ki ‘Google’lamak’ deyimi resmi olarak Oxford İngilizce Sözlüğünde yer aldı.
‘Basit bir arama ne olacak?’ demeyin, aradığınız kelime sizinle ilgili birçok ipucu veriyor. Hatta sadece sizin değil sizin gibi benzer aramalar yapan diğer insanların verilerini de analiz ederek işe başlamıştı Google. Sadece arama verileri ile kalmadı, yaptığı yatırımlarla veri havuzunu sürekli yapay zekayı besleyecek şekilde büyüttü. Örneğin YouTube’u satın alarak videolar ile görsel veriler ve bizim onlarla olan etkileşimimiz üzerine neredeyse sınırsız veriye sahip oldu, 2008 yılında satın aldığı DoubleClick sayesinde hemen herkesin internette nerelerde gezdiğini biliyor. Google Maps ile fiziksel yerimizi de biliyor hatta nereye nasıl gideceğimizi kendisine soruyoruz. Ama burada beslenen yapay zeka uzakta durup bizim yaptığımız eylemleri analiz ediyor ve belli desenler yakalıyordu, belki sürekli fişlenip bir yerlerde gruplanıyoruz, belki bir sonraki eylemimiz önceden tahmin ediliyordu, aynı Asimov’un psikotarih biliminde öngördüğü gibi.
Şimdi bu yeni hamlesiyle Google artık pasif olan yapay zekayı daha aktif hale getiriyor. ‘Öğrenen’ bir yapay zeka ile karşı karşıyayız ve özellikle Allo gibi bir uygulama ile her ikili konuşmanın bir üçüncüsü haline gelecek, hiç yanımızdan ayırmayacağımız, biz unutursak o hatırlatacak bir asistan. tek bir uygulama değil ama tüm uygulamalarda yer alan bir ‘varlık’.
Büyük ihtimalle hayatımıza eğlence ve konfor getirse de bu teknolojiden çok büyük faydalar göremeyeceğiz, ama bir de öğrenen yapay zeka açısından bakalım duruma. Yapay zeka, başta dilin kullanımı olmak üzere insanı tanımak için bu zamana kadar elde ettiği imkanın çok daha fazlasını yakalamış oldu. Asistana vereceğimiz yeni tip verilerle birlikte profilimiz çok daha detaylı hale gelecek ve Google’ın bundan sonra geliştireceği ‘büyüleyici’ ve gerçekten bize özel ürünlerine altyapı sağlayacağız. Yani aslında onun bize hizmet ettiğinden daha fazla biz ona hizmet ediyor olacağız. Kim asistan, kim efendi?
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017