Yeni Coğrafi Keşif: Mars

, 11 Ekim 2016

Elon Musk’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı “insanı gezegenler arası bir tür” yapmaya yönelik konuşması çok ilgi çekti. İlk defa girişimci bir iş adamı dünyanın haricinde  bir yaşam vaat etti. Üstelik kurgulanmış, planlanmış, projelendirilmiş, takvimi belirlenmiş kısacası somut bir vaatti bu. Şunu bunu anlattı şeklinde özet geçmek niyetinde değilim. Yaklaşık 1 buçuk saatlik konuşmayı uzay teknolojilerine merakı olan herkes izlemeli.

 

En Önemli Cümle

Musk’ın daha başında sarf ettiği bir cümle benim için konferansın en önemli anıydı. Söylerken kendinden emin tavrı, vücut dili, mimikleri, ses tonu kısacası her şeyiyle dünyaya bir mesaj verdi. Hatta biraz abartarak ifade etmek gerekirse bu cümle üzerine “Elon Musk Ne İş Yapar?” şeklinde bir kitap yazılabilir.

 

“…so very first of all I go anywhere…”

 

 

Potansiyel kitabın başlığı olan soruya Musk çoktan cevap verdi aslında. Şunu söyledi:

 

Benim işim A noktasından B noktasına gitmek için ne gerekiyorsa yapmak. Uygun aracı üretirim.Yolda karşıma çıkan engelleri kaldırırım.  Bunları başardığımda ise herhangi bir yere herhangi bir şekilde giderim.

 

Tesla Motors ile elektrikli, temiz, ucuz, otonom ve uzun menzilli giderim.

 

Ortalama bir uçak 800 km/s ila 1000 km/s seyir hızında giderken, Hyperloop ile karadan uçak hızında giderim.

 

SpaceX ile uzayda herhangi bir yere giderim.

 

Hedefim insanoğlunun hayal ettiği yer yere gitmesini sağlamak. Evet, bence bu mümkün.

 

Bu hayali röportajın zihnimde kurgusunu oluşturan Musk’ın icraatları. Amacı o kadar net ki benim için (biraz iddialı olacak ama) Musk’la gerçekten konuşma fırsatım olsaydı ona ne yapmak istediğini sormazdım. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz kaidesince abes olurdu. Zaten herşeyi milyarlarca insanın gözü önünde apaçık yapıyor. Yapay zekâ, kuantum bilgisayarlar, genetik, biyoteknoloji gibi alanlara da iştahının olup olmadığını sorardım herhalde.

 

Mars Gemisi

mars_spaceship

Musk yaptığı sunumda Mars yolculuğu için tasarlanan araçtan epey detaylı bahsetti. Roket ve uzay gemisi olmak üzere 2 üniteden oluşan aracın toplum uzunluğu 128 metre. Uzay aracı yörüngeye yerleştirildikten sonra reusable (tekrar kullanılabilir) roket tekrar dönüp yakıt tankını getirecek. Yörüngede gerçekleşecek yakıt ikmali ile uzay gemisi 100 kişilik mürettebatıyla yola çıkacak.

 

Maliyet bazlı yaklaşım açısından reusable roketler bildiğiniz üzere kritik öneme sahip. Ciddi tasarruf sağlaması finansal anlamda projeyi çok daha elverişli hale getiriyor. Ancak Mars’a gidecek gemi için durum biraz daha farklı. Dünya-Mars randevusu her 26 ayda 1 gerçekleştiği için gemiyi çok sık kullanmak mümkün olmayacak. Yaklaşık 2 senede 1 yeni bir yolculuğa hazır hale gelecek.

 

SpaceX Nasıl Kar Ediyor?

spacex_analysis

Yukarıdaki finansal tablo reusable roketler kullanan SpaceX karlılığını tahmin etmek için hazırlanmış. Jefferies International LLC hazırladığı çalışmda fırlatma başına %40 kar marjı öngörülüyor. Reusable roketlerin ekonomik ömrü ise 15 sefer olarak ele alınmış. Buna göre toplam sabit ve değişkenler maliyetleri  sefer sayısına böldüğümüzde fırlatma başına 11 milyon dolarlık bir maliyet oluşuyor. Roketleri yeniden kullanılabilme özelliğinin sağladığı maliyet avantajının %50’si müşteriye yansıtıldığında fırlatma fiyatı 48,3 milyona, %100’ü yansıtıldığında ise 37 milyon dolara düşüyor. Eski fiyat (61,2 m) sabit kaldığında ve maliyet avantajı sağlandığında SpaceX her uçuş için 24,5 milyon dolar kar elde edebiliyor. SpaceX’in hedeflediği şekilde haftada 1 uçuş yapabilirse şirket yılda kabaca 1,3 milyar dolar brüt kar sağlıyor.

 

Tabi ki bu tahmin yörüngedeki uçuşlar için geçerli. Mars yolculuğunun maliyet mekanizması çok farklı olacaktır. Şu anda elle tutulur tek veri Musk’ın açıkladığı kişi başı 200 bin dolar uçuş bedeli (ABD’de ortalama bir ev parası) ve 100 kişi kapasiteli uzay gemileri. Bu veriler değişmezse SpaceX Mars seyahati için yolcu biletlerinden 20 milyon dolar hasılat elde edebilecek. Yörünge uçuşları için hesaplanan 11 milyonluk maliyetin üzerine Mars uçuşu için sadece 9 milyon ek maliyet gelmesi lazım ki yolcu bilet hasılatı sadece uçuş giderlerini karşılayabilsin.

 

Başarıyı Ödüllendirmek

R&D giderlerini karşılamak için kısa-orta vadede sadece yolcu taşımak yetmeyecektir. Burada planlanmamış (en azından şimdilik Musk’ın açıklamadığı) upside gelirler devreye girecektir.  Bunları ise tahmin edebilmek mümkün değil. Nasa’dan önce Mars’a ulaşırsa orada yapılacak araştırmalar için Nasa ile ekstra anlaşmalar imzalayabilir. Mesela ileri ki uçuşlar için bilim adamlarının araştırma yapabilecekleri mobil bir laboratuvar (Marslı filmini hatırlayın) kurulabilir.

 

Nasa’nın 2008 sonlarında Musk’ı iflastan kurtardığını 2014’te verdiği bir röportajda öğrenmiştik. Başarısızlıkla sonuçlanan üst üste roket fırlatma denemeleri ve SpaceX’in bütün finansal kaynaklarını tüketmişti. Aslında 4. kez gönderilen Falcon 1 taşıdığı dummy yükü yörüngeye ulaştırarak görevi başarıyla yerine getirmişti ama bu direk gelire dönüşecek bir başarı değildi.

 

Tesla da işler iyiye gitmiyordu. Şirketin yoluna devam edebilmesi için ekstra yatırıma ihtiyacı vardı.

 

Musk 60 Minutes programına verdiği röportajda şirketlerinin düştüğü dramatik durumu anlatırken yaşadığı duygusal travmaları da nazara vererek 2008’in hayatının en kötü yılı olduğunu söylemişti.

 

“And [I was] getting divorced by the way, to add to that, that was definitely the worst year of my life.”

“I remember waking up the Sunday before Christmas in 2008 and thinking to myself, ‘man, I never thought I was someone who could ever be capable of a nervous breakdown”

“I felt this is the closest I’ve ever come. Because it seemed pretty, pretty dark.”

 

Kardeşi Kimbal ise yaşadıkları durumu “züğürtlük” olarak tanımlıyordu.

 

Her şey bitti derken 23 Aralık’ta NASA’nın 1,5 milyar dolarlık kontrat teklifi gelir. Yani NASA SpaceX’i batmaktan kurtarmıştır. Musk o anı şöyle anlatıyor;

 

“NASA called and told us we won a $1.5 billion contract,”

“I couldn’t even hold the phone. I just blurted out, ‘I love you guys!'”

 

NASA’nın teklifinden 2 gün sonra ise Tesla’nın paydaşları ekstra yatırım yapmaya karar verdiklerini açıklarlar. Bu yatırım yeni modeller geliştirme adına şirket için dönüm noktası olur.

 

6 yıl sonra 20 milyar dolar piyasa değerine ulaşan Tesla’ya hala teşviklerden faydalandığı için kamuoyundan ciddi eleştiriler gelmişti. Musk bu eleştirileri şirketin bütün patentlerini açık kaynak haline getirerek cevap verdi: All Our Patent Are Belong To You

 

Çoğunuzun bildiği bu gerçek hikâyeyi aksettirmemin nedeni bir Musk kutsaması değil. Niyetim bilim üreten kurumlar, liberal devlet, finans-kapital ve girişimcilik ekosisteminin oluşturduğu değeri somut olarak ortaya koymak. Başarının ödüllendirildiği rekabetçi koşullar olmasaydı bugün ne SpaceX olurdu ne de Tesla. Evet, Musk bir dahidir ama uygun koşullar sayesinde dehası meyve vermiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.