Peter Thiel neden Trump’ı destekledi?
Bedirhan Sonakın, 17 Kasım 2016Yeni ABD Başkanı’nın Donald Trump olacağının kesinleşmesinin ardından, Kaliforniya’da Britexit’den esinlenerek, Calexit kampanyası başladı. Hollywood’un ve Silikon Vadisi’nin yer aldığı, özgürlüklerin maksimum seviyede olduğu, Demokrat Parti’nin kalelerinden birisi olan Kaliforniya’da bu tepkinin oluşması gayet doğaldı. Calexit yakın gelecekte, muhtemelen, Trump’ın aksiyonlarına karşı reaksiyon olarak zaman zaman alevlenecek bir tepkinin adı olarak varlığını sürdürecek.
Trump’ın başkanlığı sonrasında Kaliforniya açısından önemli bir diğer husus da, Silikon Vadisi’nin önemli bir ismi olan Peter Thiel’in bir Trump destekçisi olmasıydı. Silikon Vadisi’nin önemli bir çok karakteri, Zuckerberg, Musk, Levchin, Clinton’a olan açık desteklerini belirtmişken, Peter Thiel’in seçtiği taraf ABD’de oldukça yaygara kopardı ve tartışıldı. Çünkü bu durum sadece sıradan bir teknoloji şirketi sahibinin Trump’a destek olması gibi bir durum değildi.
Thiel kendisini bir liberteryen olarak tanımlıyor. Yani her türlü özgürlüğü ve ferdi muhakeme sonucu alınan kararları her şeyin üzerinde tutuyor. Bunun yanında eşcinsel kimliğini de açıklamaktan çekinmiyor. Buna rağmen Trump gibi, cinsel ayrımcılık ve ırkçılığa varan etnik ayrımcılık konusunda sınır tanımayan bir başkan adayını desteklemeyi tercih ediyor. Üstelik bu destek sadece “Trump’a oy vereceğim.” tarzında bir açıklama da değil. Thiel öncelikle Trump’ın kampanyasına 1,25 Milyon Dolar bağışta bulundu. Ardından da Trump’ın Kaliforniya delegesi olacağı açıklandı. Son olarak da, seçimden önceki Ulusal Cumhuriyetçi Kurultay’ında bir konuşma yaptı. Konuşmasında Amerika’nın bir zamanlar her şehrinde yüksek teknolojinin varolduğunu ancak şimdi bunun sadece Silikon Vadi’sinde sıkıştığını, bunun sebebinin de devletin eskimesinden dolayı olduğunu söyledi. Mars’a gitmek yerine Orta Doğu’da sıkıştıklarını, gereksiz savaşlarla zaman kaybettiklerinin altını çizdi. Kendisinin bir politikacı olmadığını, Trump’ın da bir politikacı olmadığını söyledi ve Trump’ı bir inşacı olarak gördüğünü belirtirken, Trump sayesine ABD’nin parlak bir geleceğe doğru olan rotasına tekrar döneceğini vurguladı. Alkışlarla kesilen 6 dakikalık konuşmasındaki en çarpıcı ifade ise herhalde “Eşcinsel olmaktan gurur duyuyorum, Cumhuriyetçi olmaktan gurur duyuyorum, Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum.” şeklinde kendisini ortaya koyduğu anlardı.
Peter Thiel’in bu desteğinin ardından onlarca olumsuz tepki geldi. Bu tepkilerden birisi Amazon’un ve Washington Post’un sahibi Jeff Bezos’tandı. Bezos geçtiğimiz aylarda Trump’ın saldırılarından payını almıştı. Bezos, Thiel hakkında, “O bir karşıt ve karşıtlar genelde yanılırlar.” şeklinde konuşmuştu. Hatta aynı konuşmada esprili bir biçimde Amazon’un uzay projesine atıfta bulunarak, Trump’ı Mars’a yollamalıyız, bende gerekli teknoloji var demişti.
Teknoloji dünyasında buna tepki koyan sadece Bezos olmadı, Thiel’in içinde bulunduğu Facebook ve Y-Combinator şirketlerinin hisselerinde düşüş görüldü. Hatta Silikon Vadisi’nde Thiel’in bu desteği nedeniyle, Facebook yönetiminden ve Y-Combinator’deki rolünden uzaklaştırılması gerektiği bile konuşulmaya başlandı. En büyük tepki de ABD’de etkinliği yüksek olan LGBT çevresinden geldi. Bizce Transhümanist / Singulariteryen hareketin bir parçası olan LGBT hareketinin dergisi olarak bilinen The Advocate dergisinde, Peter Thiel’in cinsel tercihi ne olursa olsun “Gay” olmadığı hakkında bir makale yayınlandı. Her ne kadar Thiel kendi hareketini “hayatımda ilk defa genelin kabul ettiği bir şey yaptım, ama bu en karşıt harket oldu.” şeklinde tanımlasa da bu konudaki tepkiler sürmeye devam edecek gibi gözüküyor.
Peter Thiel’in bu desteğinin ardından bu konuda bir çok spekülasyon yapılmaya başladı. Her ne kadar Thiel kendisini poltikacı olarak tanımlamasa da, Trump zaferinden sonra Thiel’in farklı rollerde yer alacağı düşünülüyor. Öncelikle Thiel’in Trump’ın “Geçiş Takımı”nda yer alacağı konuşulmaya başlandı. Bunun yanında Thiel’in Stanford Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden doktora sahibi olmasından ötürü adı Yüksek Mahkeme için bile zikredilmeye başladı. Thiel ise bu iddialara, tam zamanlı bir iş yapamayacağını ve hukuk konusunda çalışamayalı 20 olduğunu belirterek çok da prim vermiyor. Ancak anlaşılan Thiel’in bir şekilde danışma ekibinin içinde yer alacağı şeklinde.
Bu ilişkinin etkilerini tartışmak için öncelikle Peter Thiel hakkındaki bilgilerimizi biraz daha derinleştirmek gerekecek. PayPal ve ardından Facebook, Palantir gibi bir çok başarılı girişimde rolü olan Peter Thiel’in bu başarısına ve hali hazırda Palantir’in devletten iş alıyor olmasına rağmen, Thiel’in devlet kavramı, en azından bugünkü devlet kavramı ile arası pek iyi olmadı. Thiel’in bu konudaki görüşünü özetleyen sözleri ise 2009’da yazdığı bir makalede dile getirdi. “Bir Liberteryen’in Eğitimi” isimli makalede Thiel, yıkıcı vergilerin, totaliter iştiraklerin (devlet gibi) ve en önemlisi “ölümün kaçınılmaz olduğu ideolojisinin” karşısından olduğunu belirtirken, artık demokrasi ve özgürlük kavramlarının birbirleriyle uyumlu olduğunu düşünmediğini vurguluyor.
Peter Thiel devletin enstrümanlarının ilerlemeyi durduran bir hale geldiğini ve bunun değişmesi gerektiğini savunuyor. Tyler Cowen ile olan bir konuşmasında, ilaç sektöründeki yasal düzenlemelerin, oyun sektörüne uygulandığı takdirde neredeyse hiç bir oyunun yayınlanamayacağını örnek vererek, 100.000 Dolar ile yapılabilecek şeyin ilaç sektöründe FDA onayı nedeniyle Milyar Dolar yatırıma ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Buradan yola çıkarak savunduğu şey ise atomların dünyasının devlet tarafından oldukça kurallarla çevrelendiğini, buna karşın bitlerin dünyasının daha serbest olduğu yönünde. Thiel’e göre yazılım dünyasının başarılarının altında yatan neden bu serbestlik ve yine aynı nedenle gençler artık nükleer alana yönelmek yerine başarılı olan yazılım alanına yöneliyor. Thiel tüm bu kısıtlamaların ekonominin yapay büyümesine yol açtığını ve ardından da ekonomik durağanlığın gelişinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
Thiel’in Trump’ı bir politikacı değil de iş adamı olarak görmesi ve Trump’ın da benzer bir şekilde yasalarla ve teamüllerle arasının pek iyi olmaması ona bu derecede destek olmasının sebebi olabilir. Trump’ın teamül haline gelen, başkan adaylarının mal varlığı açıklaması konusunu önemsememsi ve mal varlığını açıklamaması bunun en çarpıcı örneklerinden birisi. Trump’ın vergiler konusundaki görüşleri de, Thiel ile belirli noktalarda benzeşiyor. Ancak bu ilişkiyi daha derinlemesine incelemek ve Thiel’in nasıl bir kazancı olacağını anlamak için, ve hatta Thiel’in de açık veya gizli bir parçası olduğu Singulariteryen camia için nasıl bir kazanç çıkacağını anlamak için Peter Thiel ve onun görüşlerini biraz daha incelemenin önemli olacaktır.
Bir sonraki yazıda bu analizimizi derinleştirmeye çalışacağız.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017