The Economist Dergisi – The World In 2017 Sayısı – 2
Bedirhan Sonakın, 8 Aralık 2016The Economist dergisinin The World In 2017 sayısının kapağını yorumlamaya devam ediyoruz.
The Hermit – Derviş/Münzevi:
Standart Tarot destelerinde sadece derviş karakterini içeren bu kartta, derviş karakterini sol elindeki bir asaya dayanmış, sağ elinde ise bir lamba tutarken ve başı öne eğik bir biçimde görürüz. Bu kart bir tedbir ve ihtiyat dönemini temsil eder. İçe dönüş ve plan yapma da bu kartın anlamları içerisinde yer alır. Ancak The Economist dergisinin yorumladığı kartta bir dervişten fazlasını görürüz. Derviş elinde asası ve lambasıyla bir vadinin yanı başındaki bir tepede durmaktadır. Başı öne eğik değildir, cübbesi ise normalde olduğu gibi gri/beyaz tonlarında değil, kırmızıdır. Vadide ise sonu görülmeyen bir protestocu kitle görülmektedir. Bu kitle ellerindeki protesto bayrakları ile dervişin olduğu hizaya kadar gelmişlerdir. Ellerdeki bayraklarda “STOP” ve “NO” kelimeleri dışında, “EU” yani Avrupa Birliği, “TPP” yani Trans-Pasifik Ortaklığı ve “TTIP” yani Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı harfleri bulunmaktadır.
İlginç bir biçimde tüm bu ortaklıklarda bir çatırdama sesi duyulmaktadır. Avrupa Birliği etrafında, özellikle Brexit ve İtalya’daki son gelişmelerden sonra oluşan sisli havanın bir süre daha süreceği aşikar. Bunun yanında yaşanan mülteci krizinde Yunanistan’dan ya da İtalya’dan itibaren rahatlıkla Avrupa Birliği ülkelerinde dolaşabilmeye altyapı sağlayan sınır kontrollerinin tekrar gündeme girmesi ve ortak para birimi Euro’da oluşan düzensiz durum da eklenince, AB’nin güçlü bir birliktelik olmak için çözmesi gereken birçok sorun ortaya çıkıyor.
Diğer taraftan ABD’nin direk tarafı olduğu Transatlantik ve Transpasifik iş birliklerini yeni başkan Donald Trump tarafından hiç istenmediği kamuoyunca biliniyor. Bu iki ortaklığın da içeriğinin kamuoyuna net bir biçimde açık olmayışı, taraf ülkelerin kamuoylarında negatif bir algı oluşturmuştu. Donald Trump, Transpasifik Ortaklığı için, başkan olduğu ilk gün bu ortaklıktan ayrılacağını açıklarken, Transatlantik Ortaklığı için ise “delilik” tabirini yapmıştı.
Bu kartın tedbir ve içe dönüş anlamı taşıdığını göz önüne alırsak, Soğuk Savaş sonrası oluşan küreselleşme eğiliminde birçok sorunlu nokta oluştuğunu nitelediğini görebiliriz. Ancak bu noktada sadece küreselleşme değil, demokrasi kavramı da sorgulanacak noktaya gelebilir. Demokrasi kültürünün bir parçası olan eleştiriler ve protesto eylemleri, devletler tarafından daha sert ve cevap buluyor. Dünyanın her yanında yerel güvenlik güçleri ile karşılaşan protesto eylemlerini görebiliyoruz. Adalet kartında değindiğimiz tek adam yönetimlerinin de bunda etkisi büyük.
Diğer taraftan aynı kartta, hilal şeklinde bir ayı, karanlık bir halenin içinde görüyoruz. Kullanılan bu 8 kartta içinde ay atıfı yapılan tek kartın bu olması ilgi çekici bir detay oluşturuyor. Her ne kadar bunu gece algısı oluşturan ve bu küreselleşme karşıtı durumun getirdiği karanlığı niteleyen bir unsur olarak yorumlayabilsek de, bu atıfta ayın hilal ve kara hale içinde görülmesinin, İslam dünyasının küresel algıdaki, karanlık ve düşman görünümünü nitelediğini de söyleyebiliriz.
Asası maddi dünyaya bağlılığını, elindeki ışık ise arayışını simgeleyen dervişin bu kompozisyondaki rolü oldukça ilgi çekici. Derviş giydiği kırmızı cübbesiyle tarafını seçmiş bir izlenim bırakıyor. Pozisyonunun yüksekte oluşu ise kendine güçlü bir konum edindiğini, artık karşıya bakan yüzü de arayışını sona erdirdiğini gösteriyor. Dervişin bulunduğu noktanın tam altında, Amerika kıtasının kuzeyinden New York’a doğru inen bir çatlak görünüyor. Bu çatlak için ister ABD’nin gücünün kırılması ister New York atfı ile Trump’ı nitelediği söylenebilir. Ancak ne olursa olsun bu gelişmenin, dervişin bulunduğu noktanın altında olan ve dervişin pozisyonunu etkilemeyen bir niteliğe sahip olduğunu anlayabiliyoruz. Dervişin güçlü konumu ve aradığını bulmuş halinin aksine kitlelerde “karşı olmak” dışında bir taraf seçilemiyor. Kitlelerin yönsüz, reaktif ve manipülasyona açık oldukları bir dönemin eşiğinde olduğumuzu hissediyoruz.
The Death – Ölüm:
Ölüm kartı, standart tarot okumalarında adında olduğu gibi net bir ölüm iması, işareti değildir. Muhakkak bu anlamı da taşır ancak içerdiği asıl anlam sonucun iyi ya da kötü olmasından bağımsız olarak bir sona yaklaşıldığı ve bu sona varılacağıdır. Beyaz bir at üzerinden zırhlar içinde, elinde kılıçla gelen bir iskelet ve onun karşısında duran bir din adamı bulunur. Genellikle doğan bir güneş ve çocuklar da bu kartta görülen imgelerdir. Ölüm kartı sona eren ve biten şey her neyse bunun bir kayıptan ziyade bir dönüşümü simgeler. Bu sona eren, biten, kaybolan şey her neyse artık bununla bir bağ kurma ihtimali kalmamıştır. The Economist dergisinde yer alan ölüm kartında ise görülebileceği gibi beyaz atının üzerindeki iskelet dışında bazı imgeler de bulunmaktadır. İlk dikkati çeken bir nükleer patlama ardından görülen mantar bulutudur. Güneş kırmızı olarak resmedilmiştir. İki tane sivrisinek uçmaktadır. Nehirler kurumuş, balıklar ölmüş ve ürünler yok olmuştur.
Bu resim bize dünyanın sonu ihtimallerini hemen hatırlatıyor. Bir nükleer savaş, salgın hastalık, açlık ya da güneşle ilgili bir problem bunun sebebi olabilir. Bu konuda yorum yapan bilim insanlarının da bu ihtimallerden her birini ciddi risk olarak gördüklerini biliyoruz. Ancak bu kartın 2017’ye ait bu kompozisyonda bu temalarla yer alması ilginç bir seçim olarak gözümüze çarpıyor. Bu kartın tam üstünde yer alan kartın da dönüşümü simgeleyen kule kartı oluşunu da hatırlamakta yarar görüyorum. İki sıranın da değişimi ima eden kule ve ölüm kartları ile başlaması da bize bir açıdan The Economist’in gelecekteki değişim dönüşüm beklentisinin ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor.
The Magician – Büyücü:
Büyücü kartı genellikle tarot destelerinde olumlu bir anlama sahip bir karttır. Anlamında irade, iç dönüşüm, denge, daha yüksek bilinç ve de özgüven gibi kavramları içerir. Genellikle genç bir adam önündeki masada duran kılıç, asa, tılsım ve kupa; başının üzerinde sonsuzluk sembolü, sağ elinde havaya kaldırılan masadakinden farklı bir asa; sol eliyle yeri işaret ederken resmedilir. Giydiği açık renk cübbenin beli ise bir Ouroboros tarafından sarılmıştır.
Bu simgeler büyücünün, okült ya da göklerin öğretisiyle maddi dünyada yapabileceklerini simgeler. Önündeki simgeler (4 unsuru simgelemektedirler) maddi dünya için kullandığı araçlarken, elindeki asa, belindeki sürüngen ve başının üzerindeki sonsuzluk sembolü, onun kendisinden daha büyük olan tanrısal güç ile olan birliğini simgelemektedir. Yani büyücü, tanrısal olanın desteği ile maddi dünyayı etkileyen işler yapmaktadır. Büyücü hangi sonucu almak için taşı nereye atacağını bilen kişidir. Kendi iradesiyle elementleri değiştirebilen ve bunları kendi isteğine göre dönüştürebilen kişidir
The Economist’in büyücü kartındaki kompozisyon ise ilk bakışta bize daha çok Arthur C. Clarke’ın sözünü hatırlatmaktadır:
“Yeterince gelişmiş herhangi bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez.”
Elindeki asayı tutan büyücünün başının üzerinde yine sonsuzluk sembolü vardır, hatta buna ek olarak bir de başının ardında hristiyanlardaki gibi azizliği temsil eden bir hale bulunur. Ancak araçları çok değişmiştir, gözündeki VR gözlüğü ve düğmesine bastığı 3 boyutlu yazıcı ile büyücünün araçları değişmiştir. Büyücü artık kupaları ya da tılsımları dünyevi amaçları için kullanmamaktadır, büyünün araçları değişmiş, artık teknoloji baş aktör olmuştur.
VR Gözlüğü piyasaya sürülebilecek farklı gerçeklikleri yansıtmaktayken, 3 boyutlu yazıcı ve buradan üretilen evler ise bize “bolluk” kavramını hatırlatırken, bir diğer yandan bir gayrı menkul devi olan Donald Trump’ı da hatırlatmaktadır. Arkadaki hale ise bu teknoloji destekli büyücüye verilen dini ya da kutsal bakışı simgelemektedir. Asıl kartta bulunan ve genellikle cenneti simgelediği söylenen çiçekler bu kartta yoktur, bunun yerine asıl karttan farklı olarak konulan hale vardır. Öte alem ortadan kalkmış, kutsiyet teknoloji destekli büyücüye bu dünyada verilmiştir.
Singularity açısından, cenneti ve tanrısallığı niteleyen tüm imgelerin eksiltildiği büyücü kartının, teknolojik araçlarla birlikte resmedilmesi ve buna hristiyanlıkta çok kullanılan ve kutsallığı niteleyen bir halenin eklenmesini oldukça başarılı bir kompozisyon olarak görmek gerekiyor.
Ancak ben bu yorumun nihai olduğunu düşünmüyorum. Bilakis kart üzerindeki büyücü karakterini farklı konumlarda düşündüğünüz zaman farklı yorumlar da üretilebiliyor. Kısaca bir örnek vermek gerekirse, bu karttaki karakter, kendine verilen unsurları kullanmak yerine kendini teknolojiye kaptırmış insanlığı da temsil ediyor olabilir. Sanal gerçeklik nedeniyle öte alem unutulmuş, özel tasarım kabiliyeti nedeniyle öne çıkan 3 boyutlu yazıcı ise kitlesel üretim yapan bir cihaz haline gelmiş. İnsan ise bunların ne farkında ne de ayırdında, kendinde zannettiği tanrılığı (hale ve sonsuzluk) yaşamaya devam etmektedir.
The Wheel of Fortune – Kader Çarkı:
Bu kartın orijinalinde T, A, R, O harflerinin kullandığı bir daire görürüz, bu daire T harfinden başlanarak saat yönünde okunduğunda “tarot” kelimesine dönüşür. Ancak aynı zamanda farklı yöne ve başlangıçlardan yapılan okumalarda tora ve rota gibi farklı manalara götüren kelimelere ulaşılabilir. Yine orijinal kartta aralarında sfenksin de olduğu farklı yaratıklar da görülür. Kartın anlamı ise yine bir dönüşüm içerir. Çark döngüsel olduğu için bu dönüşüm de döngüsel olabilir., mesela zengin fakir, fakir ise zengin olabilir. Bunun yanında geleceğe dair ekilenlerin biçilmesi anlamına da gelir. Bugün geçmişin bir sonucu olduğu gibi, gelecek de geçmiş ve bugünün sonucu olacağı için insanda hala bugün yaptıkları aracılığıyla geleceği kendi lehine döndürme imkânı vardır.
The Economist’in kartı ise oldukça eğlenceli. Avrupa’nın 2017 yılında karşılaşacağı seçimleri ve muhtemel dönüşümleri bize hatırlatıyor. Çarka bağlanmış dönen, Angela Merkel’i (Almanya), Marine Le Pen’i (Fransa) ve Geert Wilders’i (Hollanda) görüyoruz. Orijinal karttaki yaratıklar yerinde ise seçim sandıkları görülüyor. Tek ilginç nokta ise bulutlardan gelen bir yıldırımın Angela Merkel’e dokunması gibi görülebilir.
Avrupa’nın genel siyasi durumundaki karışıklığın sebebi, çok güçlü bir kutuplaşmanın olması ve neredeyse her ülkede seçim sonuçlarının öngörülemez hale gelişi. Hem Brexit hem de ABD seçimlerindeki başarısızlık anket yöntemlerini sorgulanır hale getirdi. Avrupa’nın bu yıl yapacağı seçimlerin, çarpıcı sonuçları olacağı biliniyor. Bu kartta da bu ima edilirken, Merkel’in sallanan konumu da yıldırım ile hatırlatılıyor.
The Star – Yıldız:
Yıldız kartı standart destelerde, su kenarındaki çıplak bir kadının bir ayağı suda bir ayağı karadayken, iki elindeki iki testinin sağdaki ile suya, soldaki ile karaya su döktüğü görülür. Gökte biri çok büyük, diğerleri ise eşit boyutlarda 8 adet yıldız görülür. Yıldız kartı geleceğe bakan, ümit ve beklenmeyen destek işareti olan bir karttır. Ancak diğer yandan da ümit ve beklenmeyen destek öncesi olabilecek kayıp ya da sorunları da nitelemektedir.
The Economist’in yıldız kartı da oldukça değişiktir. Bu kartta içlerinde genç insanların yüzü olan on dört büyük yıldız, ortada duran bir kuyruklu yıldız ve on tane de küçük yıldız bulunmaktadır. Bu yıldızlar farklı bir biçimde dünya göğünde değil, uzayda görülmektedir. Dünya yerine gördüğümüz gök cismi ise dünyadan farklı üzeri kraterlerle dolu, Mars’ı anımsatan kırmızı bir gök cismidir.
Bu ondört yıldızdaki genç insanlar, The Economist’in geleceği dönüştürebilecek, Luther’ler ya da Lenin’ler gibi olabilecek ama onlardan daha hoş olarak tanımladıkları kişiler. Bu kişiler “küresel zihinli milenyaller” olarak tanımlanıyorlar. Dergide bu kişilerin dünyayı sallayabilecek fikirlerinden ve gelecek vizyonlarından bahseden bir bölüm de olacak. Tabi bu yıldızların Mars benzeri bir gezegenden görünüyor olması, gelecek nesillerin önemli hedeflerinden birisinin de Mars hedefi olacağını hissettiriyor. Günümüz dünyasındaki Mars’a yolculuk propagandasıyla büyüyen milenyum neslinin bu hedefi benimseyeceğini öngörmek zor değil.
Sonuç
The Economist dergisinin bu sayısıyla ilgili ilk bölümün başında belirttiğimiz gibi birçok komplo içeren, özellikle Rotschild bağlantısı nedeniyle, yorum görülecektir. Gelecek hakkında fikir sahibi olmak, yorum ya da öngörüde bulunmak her zaman mümkün olmuştur. Hatta maddi manevi bazı işaretlere dayanarak bu öngörüleri daha isabetli kılmak mümkündür. Bu konuda kendinize güveniyorsanız, bu öngörüleriniz doğrultusunda pozisyon alıp, ulaşabildiğiniz herkesi kendinize avantaj sağlayacak şekilde yönlendirebilirsiniz. Ancak bunların hiçbirisi öngörünüzde isabetli olacağınız anlamına gelmeyecektir.
The Economist dergisinin kendi dünya görüşü çerçevesinde bunu yaptığını görmek mümkün. Var olan devlet yapıları ve uluslararası birliklerle The Economist’in savunduğu özgürlük ortamını sağlamak çok da mümkün değil. Savaşlar, demokrasi ile gelen beklenmeyen yönetimler bu durumu oldukça zora sokmaktalar. Bunun yanında ekonomik yönü de tam yürümeyen ve ortalama 5 yılda bir küresel ekonomik kriz yaşayan bu düzenin güncellenmesi ya da yeniden oluşturulması gerekiyor.
Bu perspektiften kartların dizilişine bakarsak, her iki sıranın başında da değişimi simgeleyen Kule ve Ölüm kartları kullanılmış. İki sırada da günümüz politikasına dokunan iki kart görünüyor. Bu kartlar Adalet ve Kader Çarkı kartları. Bunların ardından, bilimsel ve teknolojik gelişmeyi simgeleyen iki kart mevcut, bunlar Dünya ve Büyücü kartları. Son olarak da değişimin sonuçlarını resmeden iki kart olarak Derviş ve Yıldız kartları görülebilir. Dergide de bu değişim, dönüşüm, devrim atmosferini, Türkçe’ye “havada devrim kokusu var” şeklinde çevirebileceğimiz bir şekilde veriliyor.
Bizim için en dikkat çekici iki kart olan dünya ve büyücü kartının Singularity yönünden bakıldığında simgesel anlam taşıdıkları aşikâr. Bir tarafta bilim ve sanat ile aydınlanmaya yani Omega Point’e ulaşan bir dünya tasviri varken, diğer yanda teknolojiyi büyüsünde kullanan bir büyücü tasviri görmek ve bunları aynı kompozisyon içerisinde görmek bizi oldukça uyarması gereken işaretler. Diğer yandan tüm bu kompozisyon içinde kendisine orak-çekiç kadar bile yer bulamayan İslam dünyası da edilgenliğini sorgular pozisyona bir an önce geçmeli.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017