Tekinsiz Vadideki İnsanlık Adası – 4

, 5 Ocak 2017

Önceki yazılarda “tekinsiz vadi” ve bu alanın kapsadığı konuları incelemeye çalıştık. Son olarak da zombiler konusunda kalmıştık. Zombi kelimesinin dilimize girişi, bir çok popüler kültür öğesinde olduğu gibi, batı dilleri üzerinden olmuştur. Ancak zombi kelimesinin kökeni için ortaya koyulan kaynak Haiti gelenekleri olmuştur. Haiti dilinde zombi, büyü ya da cadılık sonucu tekrar canlanan ölüyü tanımlamaktadır. Zombi kelimesi aslında batı dillerinde bu alanda kullanılan ilk kelime olmamıştır. Korku sinemasının ünlü eseri, 1968 yapımı  “Yaşayan Ölülerin Gecesi” isimli filmin ilk senaryo versiyonlarında da zombi kelimesi geçmemiştir. Arapça kökenli olan “Ghoul” kelimesi, zombi kelimesi yerine daha çok kullanılan bir kelime olmuştur. Bu kelimenin Arapça okunuşu “ghul” olan kelimeden İngilizce’ye geçtiği bilinmektedir. Ghul kelimesi ise Türkçe’de bildiğimiz Gulyabani ya da Türk mitolojisinde yer alan Kulbastı karakteri ile oldukça ilintilidir. Ghul ise Arap geleneğinde cin taifesinin düşman tarafında olan bir tür şeytandır. Genellikle mezarlıklarda ve tenha yerlerde görülürler, çocukları kurban olarak seçerler, insan eti yemek ve son etini yediği insanın formuna girmek gibi bir çok özellik bu bağlamda sayılabilir. Ghoul kelimesinin bir yansımasını ilginç bir biçimde J.R.R. Tolkien’in büyük eseri Yüzüklerin Efendisi’nde de görebiliyoruz. Bir zamanlar insan olan yüzük tayflarının orijinal isimleri olan “nazgul” kelimesi de iki kelimeden oluşmuş bir bileşik kelimedir. Bu kelimenin ilk parçası Mordor dilinde yüzük anlamına gelen “nazg” iken, diğer parçası olan ve bize ghoul kelimesini hatırlatan “gul” kelimesi ise kötü ruh ya da hortlak anlamına gelmektedir. Ancak zombi kelimesi zaman içerisinde tüm kavramın tek ismi haline gelmiştir.

Zombi kavramı 20.yüzyılın ikinci yarısında ve özellike 2000 sonrası dönemde oldukça fazla kullanılır hale gelmiştir. Bu kavramın kısmi olarak Edgar Allen Poe gibi gotik yazarlarda görüldüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Frankenstein hikayesi bile belli oranda zombi kavramıyla kesişim yaşamaktadır. Ancak zombi kavramını bizim düşündüğümüz anlamda belirleyici ve tanımlayıcı şekilde kullanan kişinin H.P. Lovecraft olduğunu söylemek muhtemelen yanlış olmayacaktır. Lovecraft’ın bir çok eserinde bu tema görülürken, özellikle “Diriltici Herbert West” isimli ölü bedenleri canlandırmaya çalışan doktor karakterinin kısa hikayeleri ve bu hikayelerde canlanan ölülerin aldıkları hal bugünkü zombi kavramı açısından oldukça belirleyici olmuştur. “Yaşayan Ölülerin Gecesi” filminin ilham kaynağı olan ve sonuncusu 2007’de olmak üzere bir çok defa sinemaya çevrilen Richard Matheson’un “I am Legend” isimli romanı da, aslında vampir temalı olsa da zombi kavramı açısından oldukça belirleyici bir karaktere sahiptir. Üzerine bu denli üretim yapılan bir kaç kavramdan birisi olan zombiler ile ilgili sadece 2014 yılında 55 yapım yapılmıştır. Bu sayı büyük bütçeli diziler ve filmler ile daha küçük bütçeli yerel işleri de kapsamaktadır. Bu da kavramın yaygınlığını göstermektedir. 

Masahiro Moto’nun tekinsiz vadi grafiğinde zombiler vadinin yani eğrinin en dibinde yer almaktadırlar. Ceset hareketsizlik eğrisinin en dibinde yer alırken, zombilerin yer aldığı haraketlilik eğrisinin en dip noktası cesetin bulunduğu noktadan da daha diptedir. Cesedin aşinalıkta uzakta kalmasının sebebi haraketsizlik iken, zombi haraketli olmasına rağmen, haraket ve eğilimindeki farklılıklar nedeniyle aşinalık açısından daha da uzak / dip noktaya konulmuştur.

Bu haraketliliğin özellikle farklı bir yürüyüş biçimiyle ortaya koyulması ve ilk yazımızda görüldüğü gibi Japon görsel programcıların bu konuda kafası üzerinde haraket eden zombi gibi bir fikre kapılmasının nedeni özellikle Kuzey Amerika’da 2000’li yıllarda bir trend olarak ortaya çıkan zombi yürüyüşü  kavramı olmuştur. Kitlelerin hep beraber zombi kılığına girip yürümeleri şeklinde başlayan etkinlik yardım ya da sadece dünya rekoru hedefi gibi hedeflere yönelik olarak düzenlenmeye devam etmektedir. Aşağıda 2012’de Toronto’da düzenlenen zombi yürüyüşünden bir kare görülmektedir. Bu etkinliklerde bir çok şikayet durumu da oluşmuş, bunlardan bazıları suç unsuru içerse de geneli rahatsızlık duyma içeriğinde olmuştur. 

Toronto’da düzenlenen Zombie yürüyüşü (2012)

Diğer yandan zombi hakları konusu da ilginç bir biçimde ortaya atılmış kavramlardan birisidir. İngiltere’de kısa adı CURE (tedavi) olan “Citizens for Undead Rights and Equality” isimli bir politik parti de varlığını 2010 yılından beri sürdürmektedir. Partinin genel amacı emeklilik yaşı ve seçmenlere olan yaklaşımı eleştirmek gibi görünmektedir. Yine benzer bir yaklaşımla ancak bu kez daha “ciddi” olarak yer alan zombi hakları sitesi zombierightscampaign.org da varlığını sürdürmektedir.

Zombi kavramı her ne kadar popüler kültürün bir öğesi olsa da, bu konuda özellikle Haiti’deki inanış üzerine kimyasal ve sosyal temelli çalışmalar da yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar oldukça eleştiriye maruz kalmışlardır. Zombiliğin bir viral salgının sonucu olarak insanlığın varoluşsal tehditlerinden birisi olması konusu da son dönemlerde oldukça sık işlenen bir konu haline gelmiştir.

Devam edeceğiz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.