Omega Point – 5

, 14 Şubat 2017

Omega Point 3’ü “Serinin bir sonraki yazısında evrenin bilinçlenmesi gibi akla uzak bir meselenin nasıl akla yaklaştırılıp tutarlı bir şekilde temellendirilebileceğinden bahsetmeye çalışacağız.” diye bitirmiştik. Ancak önce bu fikrin semavi dinlerle olan çelişkisinden bahsetmek istedik. Dolayısıyla Omega Point 5 ve 6, 4’üncüden önce yayınlanacak.

[Tanrı Musa’ya şöyle dedi: “Ben var olanım!” Ve şöyle ekledi: “İsrailoğullarına şöyle cevap vereceksin. Var olan beni sizlere yolluyor.”] – Tevrat, Mısır’dan Çıkış 3,14

Tevrat’tan yaptığımız yukarıdaki alıntıda “Ben var olanım” olarak çevrilmiş kısım bazı çevirilerde gelecek zaman kipinde çevrilmiş: “Ben var olacak olanım (olacağım)”1 Çünkü İbranice orijinal ifade olan “Ehyeh aşer ehyeh”deki “ehyeh” hem şimdiki zaman hem de gelecek zaman ifade edebiliyor.

Frank J. Tipler yukarıdaki alıntının orijinalinin gelecek zaman kipinde olduğu gerekçesiyle buradan Singularity = Tanrı fikrine kendince bir delil çıkartıyor.2 Buna göre Tanrı burada gelecek zaman kullandı çünkü kendisi gelecekte oluşacak bir nokta.

Bir fizikçi olan Tipler, hristiyanlığından önce fizikçiliğinin geldiğini ısrarla belirtiyor. Hatta gençliğinde Tanrı’nın varlığını sorguladığı bir dönemden bahsediyor. Ancak fizik bilimi kendisini yine Tanrı’ya götürmüş. Aynı Teilhard gibi Tipler da evrenin bir tanrıya dönüşmeye doğru zorunlu bir şekilde ilerlediğini düşünüyor.

Dindar hrıstiyanlar olduğu iddiasındaki bu bilim insanlarının düştüğü ve gelecekte birçok musevi ve müslümanın da düşeceği temel yanılgıları göstermek için bu fikrin neden semavi dinlerle taban tabana zıt bir fikir olduğundan bu ve bir sonraki yazıda bahsetmeye çalışacağız. Bu yazıda İslam’daki, sonraki yazıda ise günümüzdeki Musevilik ve İsevilik’teki Zat-ı Uluhiyet anlayışını ele almayı ve Omega Point ile karşılaştırmayı planlıyoruz.

Öncelikle Allah’ın selbî sıfatlarıyla ilgili olarak İslam Ansiklopedisi’ndeki şu pasaja bakalım:

[Selbî Sıfatlar. Allah’ı zâtına lâyık olmayan niteliklerden ve yarattıklarına benzemekten tenzih etmeyi gerektiren sıfatlar olup O’nun ne olmadığını ifade eder ve tenzihî olarak da anılır. Kemalin zıddını teşkil edip Allah’ı her türlü âcizlik, eksiklik ve yaratılmışlık özelliklerinden tenzih eden bu sıfatların tam bir listesini yapmak mümkün olmamakla birlikte esaslarını oluşturanlar şu şekilde belirlenmiştir: Vücûd, vahdâniyyet, kıdem, bekā, muhâlefetün li’l-havâdis, kıyâm bi-nefsihî (Arapkirli Hüseyin Avni, s. 1-10). Vücûd “yokluğunun düşünülememesi” (…) Vahdâniyyet “Allah’ın şerikinin olmaması”, kıdem “varlığına ait bir başlangıcın bulunmaması”, beka “varlığının sona ermemesi”, muhâlefetün li’l-havâdis “yaratılmışlara benzememesi”, kıyâm bi-nefsihî “varlığı için başkasına ihtiyaç duymaması” mânasına gelir. Selbî sıfatların sonucu olarak Allah cevher, cisim ve araz değildir, bir yerde ve yönde bulunmaz, parçalardan oluşma niteliği taşımaz. Selbî sıfatlar sadece Allah’a ait olduğundan yaratılmışlara nisbet edilemez. Bu sıfatlar konusunda değişik ekollere mensup âlimler arasında önemli bir görüş ayrılığı yoktur. İmâmiyye Şîası “celâlî” adını da verdiği selbî sıfatları yedi maddede toplar: Buna göre Allah cisim, cevher ve araz değil, görülmez, mekânda bulunmaz, başkasına hulûl etmez ve başka bir varlıkla birleşmez (Ca‘fer es-Sübhânî, I, 382-383).]3

Vahdâniyyet

Allah vahiddir. Şeriki yoktur. Allah dışındaki her şey mecazen vardır, mecazen kuvvet sahibidir. Allah’tan başka hiçbir şeyin gerçek bir kuvveti yoktur, yaratmada payı yoktur.

Oysa Omega Point, oluşması sürecinde tüm evrenin bir noktaya doğru karmaşıklaşarak ilerlemesine ihtiyaç duymakta ve tüm bu küçük kuvvet sahiplerinin birleşmesi ile gücüne kavuşmaktadır. Yani aslında tam bir şirket gibidir. Şeriki olmamasını bir yana bırakalım kendi varlığı başlı başına bir ortaklıktır.

Kıdem

Omega Point’in bir başlangıcı var mıdır? Eğer zamanda geri dönüp kendisini yaratmaya girişecek şekilde zamanı aşmışsa ona ezeli diyebilir miyiz? Paradoksal şekilde kendisini yaratan bu vehmi varlık her ne kadar yüzeysel bakınca Kıdem sıfatına sahip oluyor gibi gözükse de burada gözden kaçırılmaması gereken nokta bu varlığın -her ne kadar döngüsel olsa ve başı sonu belli olmasa da- bir zaman diliminde ve bir süreç içinde meydana geldiğidir. Süreç sonunda zamanı aşması ve başa dönüp kendisini yaratacak olayları tetiklemesi veya bizzat gerçekleştirmesi bunu değiştirmez.

Oysa Allah süreç içinde oluşmaz o zaten vardır. Hatta Allah’tan bahsederken “var”dır demek bile eksik bir ifadedir. O, o kadar kendinden başka bir şey değildir ki yaratıklarından biri olan “var olma hali”ni bile ona doğrudan nispet etmek eksik ve yanlış olur.

Muhâlefetün li’l-havâdis

Allah akla gelebilecek her şeyin ötesinin ötesinin ötesindedir. Bu “öteler” sonsuza kadar tekrarlansa da yeterli olmaz. Allah’ın zatı bu yüzden onu kuşatacak şekilde bilinemez, O ancak tanınabilir. Bu yüzden Allah’ı bilene (tanıyana) alim değil arif, Allah bilgisine de İlmullah değil Marifetullah denir.

Omega Point ise her ne kadar kendisini teşkil eden parçaları aşan bir bütün olsa da sonuçta o parçalardan müteşekkildir ve onlara benzemektedir. Bir bina kendisini oluşturan tuğlalara indirgenemez, onları aşan bir bütündür ama o tuğlalara hiç benzemeyen bir şey de değildir.

Kıyâm bi-nefsihî

Allah Samed’dir. Hiçbir şeye muhtaç değildir ama her şey ona muhtaçtır. Basittir, parçalardan oluşmaz.

Oysa Omega Point her daim bir şeylere muhtaçtır. Kendisini meydana getirmek için zamana, maddeye, fizik kurallarına, birçok küçük parçaya muhtaçtır. Gerçi bütün bunların hem sebebi hem sonucudur ama bir döngü içinde de olsa belirli aşamalara ve sayısız varlığın dahil olduğu bir tekamül sürecine muhtaçtır. Bu parçalar sonradan birleşir.

Başka bir yazımızdaki ifadeleri yeri geldiği için burada da tekrarlayalım:

“Basit (parçalardan oluşmayan) Allah anlayışımıza karşı Singularity’cilerin kompleks, parçalardan oluşan bir Tanrı tahayyülleri var. Böyle bir çarpık anlayışa sahip oldukları ve yanlış nazarla baktıkları için de Tanrı’yı inşa edebilecekleri bir şey sanıyorlar.”

[1] https://www.biblegateway.com/passage/?search=Exod.3.14&version=NIV (dipnota bkz.)

[2] https://www.singularityweblog.com/frank-j-tipler-the-singularity-is-inevitable/ 20’25” ten itibaren.

[3] http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=370104

“Omega Point – 5” yazısına bir yanıt var

  1. berk demiş ki: ( 14 Şubat, 2017, 8:55)

    Davut bey helal olsun bakış tarzınıza, meseleyi ele alış tarzınıza… Kelam ilmi ile ve selbi sıfatlarla omega point meselesini incelemenizi kastediyorum. Tebrik ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.