Seveneves – 20: Bir Nuh’un Gemisi Hikayesi

, 17 Şubat 2017

Seveneves romanının yazarı, modern bilim kurgu edebiyatının öne çıkan isimlerinden Neal Stephenson, ailesinin 20. yüzyılda bilim ve teknoloji alanına geçiş yapıp, pek çok akademik bilim adamı ve mühendisin bulunduğu bir soy ağacına dönüşmesinden önce anne tarafında, Viktoria dönemi yazarlarından Geraldine Jewsbury ile akrabalığı olan hali vakti yerinde çiftçilerden, baba tarafında ise birkaç nesil geriye giden bir gelenek üzerine rahip ve profesörlerden geldiğini ifade ediyor. “Bu arada, ben gençken bunların hiçbirinden haberdar değildim, ancak yirmili ve otuzlu yaşlarımda öğrendim. Yine de geçmişin bir şekilde bir etkisi oluyordur.”1 Stephenson’ın bu ifadesinin yerindeliği, bilim ve teknoloji konusunda profesyonelleşmiş bir aileden gelen bir gencin, bir de döneminin Londra edebi hayatının önemli figürlerinden sayılan yazar Jewsbury ile olan kan bağı da düşünüldüğünde, bilim kurgu edebiyatında hatırı sayılır eserler vermiş bir yazara dönüşmesi göz önüne alındığında açıkça ortaya çıkarken, aynı zamanda din görevlisi atalarının mirasının Seveneves eserine yansımaları üzerinden bakıldığında, geçmişin izlerinin nesillerden silinmesinin ne kadar zor olduğunu da bizlere göstermiş oluyor.

Stephenson’ın Seveneves romanının, Yedi Havva anlamına gelen ve üç İbrahimi dinde de ortak payda olarak karşımıza çıkan Hz. Adem ve Hz. Havva anlatısına yaptığı atıf ile başlayan başlığından itibaren, sonuna kadar farklı kaynaklardan beslenen dini referanslar ve temalarla bezenmiş olduğunu görüyoruz. Yine semavi kitaplardan ilham alarak, bilimsel bir konsept olan “Gökyüzü Kancası”nı oluşturan bolo düzeneğini tarif ederken Hz. Davud ve Câlût (David and Goliath) kıssası üzerinden kendini ifade etmesinde ya da uzay istasyonunda ölen bir karakterin Soyuz kapsüllerinin içinde atmosferde yanmak üzere Dünya’ya gönderilmesini İskandinav mitolojisinde ölülerin suya salınarak yakılmalarına benzetmesinde veya insanlık için kritik önem taşıyan bir buz kütlesi asteroitin kuzey mitolojilerindeki kadim buz devleri ile ilişkili Ymir kelimesi ile adlandırmasında örneklendirebileceğimiz bu irili ufaklı atıf ve din merkezli temaların, Stephenson özelinde tamamen dini bir motivasyon ile hikayeye yerleştirildiklerini iddia etmek yersiz olacak olsa da hikayeye bu bakar bezenmiş, önümüzdeki yazılarda J.R.R. Tolkien’in kendi mitolojisi ile paralel okumayı planladım yönleriyle gizli, ve semavi kitaplar perspektifinden bakıldığında çok açık olan bu referanslar topluluğunun bilinçsiz bir araya getirildiğini ve bir amaca hizmet etmediğini varsaymak da naiflik olacaktır kanaatindeyim.

Yeni modüllerin eklenmesiyle insanlığı kurtarmak için bir 'Nuh'un Bulutu' olarak düzenlenen Uluslarası Uzay İstasyonu

Yeni modüllerin eklenmesiyle insanlığı kurtarmak için bir ‘Nuh’un Bulutu’ olarak düzenlenen Uluslarası Uzay İstasyonu

Bütün semavi dinlerde anlatıldığını gördüğümüz, Hz. Nuh’un dünya çapında etki gösterecek bir musibet karşısında İlahi bir yönlendirme ile, yaşayan bütün canlılardan birer çifti bir gemide koruma altında alarak soylarının felaket sonrası dünyada devamına vesile olduğu kıssanın artık insanlığın genetik hafızasının bir parçası olduğuna bir kanıt olarak bilim kurgu edebiyatında bile yansımalarının sıklıkça karşımıza çıkması gösterebiliriz. Uzayda geçen bir Nuh’un Gemisi (Space Ark) hikayesinin sayısının küçük bir alt-tür sayılacak kadar arttığını ifade eden Stephenson, yazarını ve başlığını artık hatırlayamasa da 8-10 yaşlarındayken bu hikayelerden birini okuduğunu, etkilendiğini ve çok uzun zamandır benzer bir hikaye yazmak istediğini ifade ediyor2. Kitapta geçtiği haliyle Cloud Ark ya da benim çevirmeyi tercih ettiğim tercümesiyle Nuh’un Bulutu, orijinal kıssada geçtiği halinden şekilsel farklılıklar gösterse de esasında kıssadaki ile aynı görevi gören, her canlıdan birer fiziksel çift almaktan ziyade Dünya’nın genetik mirasını insan, hayvan ve bitkiler için hazırlanan kapsamlı bir genetik arşiv olarak uzaya taşıyan ve insanlığın edebi, sanatsal ve spiritüel birikimini de gelecek nesiller adına koruma altına alan dev bir uzay istasyonu olarak karşımıza çıkıyor Stephenson’ın hikayesinde.

'Ymir' buz kütlesinin de eklenmesiyle 'Mukavemet' (Endurance) adıyla son halini alan 'Nuh'un Bulutu'

‘Ymir’ buz kütlesinin de eklenmesiyle ‘Mukavemet’ (Endurance) adıyla son halini alan ‘Nuh’un Bulutu’

Neden Dünya’yı yoketmek için Ay’ı seçtiniz sorusuna, romanı yazmaya başladıktan sonra bayağı zorlayıcı kanaat getirdiğim, uzayda geçen bir Nuh’un Gemisi hikayesi yazmanın gereksinimlerinden kaynaklanıyor cevabını veren Stephenson3, yeterince ince kalibre edilmiş bir felaket senaryosunu ortaya koyabilmenin ne kadar zor olduğuna değiniyor2. “Dünya’yı yoketmeniz gerekiyor, yoksa Nuh’un Gemisi yapmanın bir anlamı olmaz. Felaket vurmadan önce de uyarı zamanına ihtiyacınız var. Eğer yarın bir asteroit çıkıp herkesi öldürse, bir gemi yapacak zamanımız olmayacaktır. O yüzden onu kullanamazdım. Ve eğer felaketin gerçekleşmesi yüzlerce yıl sürecek olsa muhtemelen bir çözüm yolu bulucak olurduk. Bu yüzden bir Nuh’un Gemisi yapmanıza imkan sağlayacak kadar erken uyarı veren ama başka bir şey yapabilmenize de imkan vermeyecek bir felaket bulmanız gerekiyor3.” Stephenson, tam bu kesişim noktasında bulduğu Ay’ı havaya uçurup parçalarını da Dünya’ya düşürerek insanlığın sonunu getirme fikrini, dini bir referans ile “Kutsal Kitapvari Bir Tehdit” olarak adlandırırken2, hikayede Ay’ın parçalarının Dünya’yı dövmesi olarak  karşımıza çıkan “Çetin Sağanak”ı da yine bir başka dini atıf olan cehennem ateşi olarak tasvir etmeyi seçiyor.

Önümüzdeki birkaç yazıda Dinler Tarihi perspektifinden incelemeyi planladığım Seveneves romanını işlediğim yazı dizisinin okuduğunuz bölümünde bu yeni bakış açısına kısa bir giriş yapmış oldum. Ay’ın özellikle İslam tasavvufundaki sembolik anlamları ve hikayedeki diğer öğeler ile kesişimi üzerinden önümüzdeki hafta konuyu genişletmeyi planlıyorum.


  1. Damien Walter / The Remarkable Neal Stephenson Interview
  2. Agony Column / Neal Stephenson Interview
  3. Science Friday / Neal Stephenson Versus the Moon

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.