Kaku ve Geleceğin Dünyası – 2
Murad Ünal, 14 Nisan 2017Michio Kaku’nun yakın gelecekteki teknolojik gelişmeler ve günlük hayatımıza etkileri hakkındaki anlatımlarına devam ediyoruz.
Kaku’nun 2030 öngörüleri içinde sürücüsüz araba ve flexible ekranlar var. Bunlar gerçek anlamda hayatı kolaylaştıracak, konforu arttıracak gelişmeler. 2030’a kadar gerçekleşmese bile çok da uzak olmayan bir tarihte sürücüsüz arabalarda yolculuk edebilir, boyutunu istediğimiz gibi ayarlayabileceğimiz flexible ekranlardan haberleri takip edebiliriz. Kaku’nun başka bir yakın tarihli öngörüsü ise çok daha heyecan verici ve akıl çelici.
Sanal Dünyalar (Virtual Worlds)
Bu konu karşımıza çok sık çıkıyor ve hayatı bütünüyle değiştirebilecek potansiyel taşıyor. Zaten Second life türü sitelerle başka bir dünyanın kapıları aralandı. Bu sitenin milyonlarca kayıtlı üyesi farklı bir kimlikle sanal alemde hayallerini yaşayarak günlük hayatın tekdüze sıkıcılığından kaçıp arzuladıkları kişi oluyorlar. Teknolojideki gelişme bunun çok daha fazlasını sağlayacakmış gibi görünüyor. Sanal gerçeklik gözlükleri ile çok uzak bir ülkede hatta ayda veya Mars yüzeyinde gezinmek bile mümkün hale gelecek. İnsanlar adım atmadıkları ülkelerin sokaklarında dolaşabilecekler.
Bu aşamada görsel olarak bulunduğunuz mekânı hissetmek konusunda en önemli eksik dokunma hissinin olmayışı. Bu da artık bir sorun olmaktan çıkmakta, çünkü “haptic teknoloji” adı verilen yeni bir teknikle bilgisayar tarafından üretilmiş objelere dokunduğunuzu hissedeceksiniz. Radyoaktif materyallerle çalışan insanlar için üretilmiş, aynı zamanda pilotların simülatör eğitimlerinde kullanılan bu teknoloji bir donanım yardımıyla dokunduğunuz görsel materyale karşılık gelecek bir his almanızı sağlıyor. Mesela sanal dünyada bir masaya elinizi sürdüğünüzde gerçekten ahşaba dokunduğunuzu hissedeceksiniz. Böylece gördüğünüz mekâna dokunabilecek, gerçekten orada olduğunuzu düşüneceksiniz.
Bugün bile insanların gerçeklikten uzaklaşmak için televizyona sığındıkları seyrettikleri dizi ve filmlerdeki karakterlerle özdeşleşip onların maceralarını yaşadıklarını görüyoruz. Televizyonun belki de en büyük işlevi insanları yaşadıkları hayattan uzaklaştırıp oturdukları yerde riske girmeden macera yaşamalarını sağlamak. Bunun çok daha ileri aşaması olan ve insanların sadece pasif izleyici değil aktif katılımcı olduğu, sonsuz olasılıklar sunan virtual world hayatı nasıl etkiler düşünün!
Görsel dünyalar insanlar için bir anlamda terapi etkisi yaratabilir ancak burada da dengeyi bulmak kolay olmayacaktır. Bir süre sonra sanal olan bağımlılığa dönüşür gerçek olanın yerini almaya başlarsa insanlık öngörülemeyen tehlikeli bir yola girebilir. Sahte olan gerçeğe tercih edilip gerçek kurban edilebilir.
Teknolojik gelişim hayatı daima etkilemiş ve değiştirmiştir. Ancak bugün olduğu kadar belirsiz ve derin bir değişim söz konusu olmamıştı.
Yakın Gelecekte Tıp
Teknoloji ile insan sağlığı arasında bir ilişki olduğu aşikâr; özellikle son elli yılda geliştirilen cihazlar ile tanı koyma yolunda ciddi ilerlemeler sağlandı. Ancak her şeye rağmen insanlar çok zorunlu kalmadıkça doktora gitmeme eğilimindeler. Kaku bu durumu değiştirecek bir gelişmeden söz ediyor. İnsanlar artık belli durumlar dışında doktora gitmek zorunda kalmayacaklar. Çünkü doktor her zaman yanlarında olacak! Robotik bir yazılım evinizin duvarından sizinle konuşup teşhis koyabilecek. Kaku bu yazılımın istenirse insan suretinde olabileceğini söylüyor. Yani evinizin duvarındaki doktorunuzla konuşabileceksiniz. Elbette bu durum sadece görüntüden ibaret olacak. Robotik yazılım kişinin tüm tıbbi verilerine, genetic materyaline sahip olacağından hangi hastalıklara eğilimli olduğunu tespit edebilecek. Kaku yakın gelecekte akıllı çiplerin evlerin tuvaletlerinden elbiselere kadar her yerde olacağını böylece insanların sürekli sağlık taramasından geçeceklerini öngörüyor. Bu durumda bir hastalık baş gösterdiğinde erken teşhis mümkün olabilecek. Bu ise hastalıkların tedavisine çok daha erken bir aşamada başlanması böylece hastanın sağlığına kavuşma ihtimalinin büyük oranlarda yükselmesi demek.
Akıllı çip teknolojisi sadece hastalıkları teşhiste işe yaramayacak, kişinin hayatını korumak için her yerde olacak. Mesela bir trafik kazası durumunda aracınız hemen ambulansı arayıp bulunduğunuz lokasyonu belirtecek ve olası yaralanmanın detaylarını sağlık görevlilerine iletecek. Tüm bunlar epeyce heyecan verici gelişmeler.
İnsan ömrünü uzatmaya çalışmak ve hastalıklarla daha etkin şekilde mücadele etmek için yollar aramak çok saygı duyulacak bir yaklaşım. Ancak yine de tıbbın tamamen kompüterize olup insansızlaştırılması kaygı uyandırmıyor değil. Konuya devam edeceğiz.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017