Augmented Reality

, 23 Haziran 2017

Başlığı çoğaltılmış gerçeklik diye çevirebiliriz. Bu konudan daha önce bahsetmiştik. Önemine dayalı olarak yeniden değinmekte yarar var. Çünkü Singulariteryen akımın kısa vadede sunabileceği çok cazip ve akıl karıştırıcı bir yenilik. Masum bir eğlence olarak başlayıp çok ciddi sonuçları olabilecek bir gelişmeden bahsediyoruz.

Augmented Reality, sanal gerçek gözlükleri ve buna uygun olarak üretilmiş dokunma ve koklama hissini veren ekipmanlar yardımıyla gerçek olmayan ama tam anlamıyla gerçeklik hissi veren bir dünyaya girmenizi sağlıyor. Aslında seçtiğiniz mekân gerçek bir yerde olabilir. Mesela Paris ya da Kahire’de dolaşmak istediniz yerinizden kalkmadan bunu yapabileceksiniz. Günümüz teknolojisiyle gerçek mekanları kopyalayıp sanal aleme taşımak mümkün. Ancak çoğaltılmış gerçeklik daha fazlasını da vaat ediyor. Henüz o noktada değiliz ama çok yakın bir zamanda bu teknoloji sayesinde adeta zamanda yolculuk yapıp tarihin herhangi bir diliminde dolaşabileceğiz. Antik Roma ya da Mısır sokaklarında gezinmek. Eski zamanların savaşlarında yer almak, o devirlerde bir kimliğe ve yaşama sahip olmak. Neredeyse herkesin müşteri olacağı, kolay kolay kimsenin çekiciliğine direnemeyeceği fanteziler.

Günümüzde insanların büyük bölümü, özellikle genç nüfus bilgisayar oyunlarının bağımlısı durumunda. Oyun endüstrisi milyarlarca dolarlık dev bir sektör haline geldi. Yeni nesillerin neredeyse yürümeye bile başlamadan bilgisayarlarla haşir neşir olduğu bir zamanda oyun bağımlılığının daha da artacağı muhakkak. Çoğaltılmış gerçeklik tam kapasitesine ulaştığında oyun bağımlılığının geleceği noktayı tahmin etmek kolay değil. Bu teknoloji ile desteklenen oyunlar herhalde ortalığı kasıp kavuracak, şimdiki hali bile gölgede bırakacaktır.

Ancak durum sadece bilgisayar oyunu düşkünlerinin etkilemenin çok ötesine geçecek gibi görünüyor. Diyelim ki tarih meraklısı bu konuda çok okuyan bir insan, tarihin özellikle düşkünü olduğu bir dilimine gidip burada zaman geçirebilir. Ya da sıkı bir bilimkurgu okuru ve izleyicisi iyi tasarlanmış bir evrene dalıp orada maceralar yaşayabilir. Çoğaltılmış gerçeklik (Augmented Reality) o kadar geniş imkanlar sunuyor ki bir bakıma herkes kendi cennetine sahip olabilir. Günlük işlerini tamamladıktan sonra sanal dünyada, gerçeğe çok yakın başka bir hayat süren insanın gerçeklik algısında nasıl bir kırılma yaşanacaktır? Bu soruya cevap vermek kolay değil ama üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Kendi sıkıcı yaşamları yerine sanal dünyada zaman geçirmeyi tercih edecek insanların birbirlerinden uzaklaşacaklarını öngörebiliriz. Öyle ki bir süre sonra insanlar ancak sanal kimlikleriyle arkadaş edinip sosyalleşebilirler. Bu zaten Facebook, Instagram gibi sosyal medya mecralarında halihazırda olan bir durum. İnsanlar aslında pek de tanımadıkları kişilerle arkadaş olup paylaşımda bulunuyorlar. Çoğaltılmış gerçeklik yoluyla belki de birbirlerini sadece sanal-fantezi kimlikleri üzerinden tanıyacaklar. Gerçek arkadaşlıklar zamanla tarihe karışacak.

 

Ego ve Augmented Reality

Diğer üzerinde durulması gereken mesele, bu teknolojinin insanın egosunu alabildiğine besleyecek olması. İnsanlar seçtikleri dünyanın kralı, efendisi hatta “tanrısı” olmaya soyunacaklar. Bu da gerçek hayat ile hayal arasındaki makasın açılmasına sebep olacak. Böyle bir durum insanların fanteziye daha fazla gömülüp gerçekten daha da uzaklaşmasını getirebilir. Bir taraftan egosu şişirilen öte yandan gerçeğin duvarına toslayan milyonlarca insan bayağı hastalıklı bir hali ifade eder.  Zaten bu çağın sorunlarından birisi ve belki de en önemlisi insanların şişmiş egolarına karşı yetersiz kalan becerileridir. Bu nedenle ortalık kifayetsiz muhterislerle dolu. Öyle anlaşılıyor ki teknoloji marifetiyle bu sorun daha da çetrefil bir hal alacak. Kim bilir belki de insanlar hayal dünyalarında daha fazla zaman geçirebilmek, kendi sanal cennetlerinde yaşamak için daha fazla bedel ödemeye razı olacaklar. Bir tür Hasan Sabbah cenneti.

 

 

Teknoloji Ve İdeoloji

Çoğunlukla teknolojinin ve bilimin objektif temeller üzerinden yükseldiği düşünülür. Ama bu tam olarak doğru değildir. Bilim ve teknoloji insanları, elbette fizik, kimya matematik, biyoloji disiplinlerinin temel kurallarına uymak zorundadırlar. Böyle olmakla birlikte bu insanların da büyük bölümü ideolojik öncüllerle hareket ederler. Bilim ve tekniğin üreticisi değil de sadece tüketicisi olan insanlar için bir şeylerin gördüklerinden farklı olabileceğini hayal etmek zordur. Aslında şu anda idrak ettiğimiz teknolojik medeniyet bazı tercihlerin de sonucudur. Eğer farklı bir zihin ve ruh egemen olsaydı belki de yüzleştiğimiz bazı sorunlarla hiç tanışmamış olacaktık.

Çoğaltılmış gerçeklik çok kolay bir şekilde ideolojik içerik yüklenebilecek bir mecra. Bunu yapabilmek için karakterleri, köşe taşları, içeriği belirlenmiş, fantezi oyunların çok daha gelişmiş tasarımı olan dünyalar kurup insanları davet etmek yeterli olacaktır. İnsanlar farkında olmadan başkalarının vizyonlarının, ideolojilerinin, algılama biçimlerinin etkisi altına gireceklerdir. Çoğu insan geniş arzularını biçimlendirecek hayal gücü ve tasarım kabiliyetine sahip değildir. Bunları onların yerine yapabilecek birilerinin hizmetini reddetmeyecek ama farkında olmadan kontrol edilecektir. Çoğaltılmış gerçekliğe bir de bu açıdan bakılmalı.

 

“Augmented Reality” yazısına bir yanıt var

  1. Soundbug demiş ki: ( 27 Haziran, 2017, 23:06)

    Çarpıcı tespitlerle dolu, sade ve anlaşılır bir dille yazılmış çok güzel bir yazı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.