Trump ve Teknoloji Devlerinin Buluşması
Bedirhan Sonakın, 13 Temmuz 2017Son bir sene içerisinde ABD siyaseti ve teknoloji ilişkisini işlediğimiz birçok yazımız oldu. ABD’nin birçok alandaki öncü rolü ve oluşturduğu üniversite-teknoloji-yatırım ekosistemi bu yazıların tabi ki ana sebebini oluşturuyor. Yine de son bir yıldaki bu sıklaşmanın sebebi biraz daha farklı. ABD için teknoloji geliştirmek, çok uzun yıllardır devlet nezdinde önemli görülen ve ilginin süreklilik arz ettiği birkaç alandan birisi olmuştur. DARPA ve NASA gibi kuruluşların başarılı oluşları, biraz devletteki bu süreklilikle de alakalıdır. Ancak son bir senede yazılarımıza yansıyan bu devlet-teknoloji ilişkisinin ana unsuru devlet tarafından ziyade, tekno-titanlar olarak tabir edilen, dev teknoloji şirketlerinin başındaki insanlardır.
Örneğin Peter Thiel’in bugüne kadar ortaya koyduğu görüşlerle belirli açılardan çelişiyor olmasına rağmen kendisini bu denli politize etmesi; Elon Musk’ın sonradan istifa etse de teknoloji alanında Trump’a danışmanlık yapıyor olması; Jeff Bezos’un sadece Amazon’un değil, politik bir duruşa sahip olan Washington Post’un sahibi olması gibi gelişmeler sayesinde tekno-titanlar normalde olduğundan daha fazla siyasetin içine daldılar. Hatta birçoğu 2016 seçimlerinde Hillary Clinton tarafında pozisyon aldılar. Seçilen yeni Başkan Donald Trump da sözlü sataşmalarında bu kitleyi hiç esirgemedi.
Ancak görüş farklılıklarının bu denli net oluşuna rağmen, Donald Trump Haziran (2017) ayında birçok önde gelen teknoloji şirketi sahibi ve yöneticisiyle buluştuğu bir toplantı düzenledi. Bu toplantıya katılan isimlerden bazılarını sıralamak gerekirse, Tim Cook (Apple), Jeff Bezos (Amazon),
Larry Page (Alphabet) ve Satya Nadella (Microsoft) en başta gelen isimlerdi, tabi ki Trump’ın en büyük destekçilerinden birisi olan Peter Thiel de oradaydı, ancak Elon Musk ve Mark Zuckerberg çağırılmış olmalarına rağmen çeşitli sebeplerden ötürü toplantıya katılmadılar. Hatırlanabileceği gibi Zuckerberg Trump yönetimine net karşı olduğunu belirtmiş, Elon Musk da önce Donald Trump’ın danışmanı olmuş ancak Trump’ın Paris anlaşmasından çekildiğini duyurmasının ardından istifa etmişti. Uber yöneticisi Travis Kalanick de Trump’ın danışmanı olmuş ancak çalışanların ve müşterilerin protestolarının ardından istifa etmek zorunda kalmıştı. Bir diğer çağırılmayan da Trump’ın en sevdiği uygulama olan Twitter’ın yöneticisi ve kurucusu olan Jack Dorsey oldu.
Silikon Vadisi’nin çoğunluğu ile Trump arasında oluşmuş tüm problemlere rağmen, Trump böyle bir toplantı yaparak öncelikle asıl yöneticinin kendisi olduğunun gösterisini yapmış oldu. Toplantıda devletin teknolojik devrimi yakalaması gerekliliği Trump’ın birincil konusuydu. Bürokrasinin kullandığı teknolojik donanımların ve yazılımların modası geçmiş olduğunu savunan Trump yönetimi, devlet kurumlarının bulut teknolojisi, yapay zekâ ve benzeri yeni teknolojilere uyum sağlaması gerektiğini düşünüyor. Diğer bir taraftan siber güvenlik konusu açısından da bu gibi yenilenmelerin faydalı olacağını düşünen Trump yönetimi, bu yüksek profilli toplantıda bu konular hakkındaki ihtiyaçları ortaya koydu.
Trump’ın ortaya koyduğu bu ihtiyaçlar, devleti bir anda Silikon Vadisi için potansiyel bir müşteri haline getirdi. Jeff Bezos bu noktada Başkan Trump’a önerilerde bulunan kişilerden birisiydi. Bezos ticari alanda gelişen teknolojilerin, devletin farklı kurumlarında kullanılabileceğini söylerken, Amazon’un hâkim olduğu bulut hizmetinde bahsederek, devlete hizmet verebilmek için ilk girişimini yapmış oldu. Bezos dışında birçok kişi de Başkan Trump ile konuşarak önerilerini aktardı. Peter Thiel ise Başkan Trump’a “yönetiminiz çok iyi gidiyor” diyerek desteğini sürdürdü.
Buna karşın Silikon Vadisi tarafının en önemli konusu ise Trump yönetiminde göçmenlik ile ilgili oluşan olumsuz havaydı. Göçmenliğin zorlaştırılması, üstün yetenekli göçmenlere ihtiyaç duyan Silikon Vadisi için Trump ile olan ilişkilere açısından kötü bir başlangıçtı. Bu konu ortaya konulduğunda, Trump’ın geniş kapsamlı bir göçmenlik reformu planı yapıldığını söylediği gelen haberler arasında.
Toplantı ardından Microsoft’un yöneticisi Brad Smith, sağlıklı üstün yetenekli göçmenlerin ve eğitim alanında yapılan yatırımların önemini aktardıklarına dair bir açıklamada bulundu. Trump yönetimi tarafından açıklama yapan kişi ise Chris Liddell’di. Liddell bu toplantıda birçok konunun konuşulduğunu ancak büyük kapsamlı bir çıktının olmadığını belirtti.
Bu toplantıdan çıkan en önemli karar ise, Trump’ın kurmayı planladığı Amerikan Teknoloji Konseyi isimli, devlet görevlileri ve teknoloji dünyasından gelen kişilerden oluşan bir konsey kurma niyeti oldu. Bu konsey ile Trump, hem devletin modernleşmesini, hem de teknoloji sektörünün ihtiyaç duyduğu konularda devletin destek vermesini sağlayacak bir danışma mekanizması oluşturmayı hedefliyor.
Trump yönetimi, teknoloji dünyası ile olan ilişkisine her ne kadar gergin başlasa da bu gibi yakınlaşmalarla tekrar nasıl şekillenecek bunu ilerleyen dönemlerde göreceğiz.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017