İki Kitap Bir Yazar – 12 (Materyalizm, Teknoloji ve Gerçek Özgürlük)

, 1 Ağustos 2017

Aslolan İnsandır

“Maddeci/determinist ayniyet prensibi (aynı sebep her zaman aynı sonucu doğurur ve evrende aynıyla tekrarlar sözkonusudur yaklaşımı), bilimden fazlasıyla yararlanmaktadır. Bilim ise, tecrübelerden yeni dogmalar çıkarır ve herkesi bunlara inanmaya zorlar. İnsan gerçeği objelerden, maddeden öğrenecektir, der. İnsanın sübjektif yapısı ve kişiliği eşyaya (maddeye) aykırı düşerse insan kendisini eşyaya göre tashih edecektir (düzeltip, düzenleyecektir). Görüldüğü gibi, bugünkü haliyle materyalist bilim, bugünün ve yarının gruplarında kişiliği, sübjektifliği ve orijinalliği tehdit eden tehlikeli bir unsur olma eğilim ve potansiyelindedir. Pozitif bilim bugünün ve yarının toplumcu, tutucu ve muhafazakâr akımlarına dayanarak varolabilir. Çağımızda pozitif bilimin kesin ve itiraz edilemez genellemeleri karşısında, kişiler ve gruplar boyunlarında çetin bir esaret zinciri hissedeceklerdir. Günümüzdeki maddeci bilimin kişilik tanımayan karakteri yanında bir de maddî bir yumruğu vardır: Teknoloji. Bu yumruk günümüz insanını köleleştirmeye çalışmaktadır. Pozitif bilim ve onun demir yumruğu olan teknoloji, günümüz insanını bütün yönleri ile değişmez ve kırılmaz kalıplar içine almak istemektedir. Öyle anlaşılıyor ki, bilimin ve teknolojinin insanlığa teklif edeceği muhafazakârlık, bugüne kadar gelenlerin en serti ve çetini olacaktır. 

 

Her çeşidiyle köleliğe karşı tavır alabilmek

Günümüz insanı haklı olarak makineleşmeden korkmaktadır. Kendini toplumun katı geleneklerinden ve kuvvetli baskısının boyunduruğundan kurtarmaya çalışan insan, eşyanın ve eşyaya bağlı kanunların cenderesine girmek üzeredir. Çağımızın insanını, bilerek veya bilmeyerek materyalizmin kucağına itemeyiz. Ve insan, bu gidişe nasıl karşı koyup, direnç göstereceğini kestirememektedir. İnsan, muhtaç olduğu ve kendini diriltecek bir inklabı bekliyor. Materyalizmin gelecek için çizdiği program insanı mutlu kılacağa benzemiyor. Motor ve makine gürültüleri içinde, belki de insanların tüplerde üretileceği günlerin hayali hoşuna gitmiyor; belki tok, belki müferreh ve fakat kendi üzerine katlanamayan (insanî şuuruna canlılık kazandıramayan), kendi sübjektif rengine göre bir dünya kuramayan, kısacası, kendini yitirmiş bir insan olmak istemiyor. Dün birey topluma kölelik ediyor, toplumun yonttuğu tanrılara tapmaya zorlanıyordu. Bugün ise, insan objeler arası ilişkiler içinde hapsedilerek köleleştirilmek isteniyor. İnsan, kendini kurtaracak ve yeniden diriltecek bir inklaba muhtaçtır. (..)

Diriltici Nefes

İnsanı toplumların köleleliğinden, bireylerin baskısından, objektif ve sübjektif putların boyunduruğundan , objenin zorlamasından kurtarıp ezelî ve ebedî , hiçbir suretle tükenmeyen, sınırlanmayan Mutlak Varlık’a, yani objektif ve sübjektif tanrılardan kurtulup mutlak ve gerçek ilah olan Allah’a ulaştırmadıkça mutlu kılmak mümkün gözükmemektedir. İnsanlık ilk peygamberden, son peygambere kadar dilden dile dolaşarak gelen ve günümüze kadar ulaşan “Allah’tan başka tanrı yoktur.” sözüne kulaklarını yeniden ve tam bir samimiyet ve teslimiyetle açmalıdır. İnsanlığın muhtaç olduğu inklabın sırrı bu cümlededir.(..)

Demir yumruk

Bilimin ve teknolojinin zaferleriyle şimdilik sarhoş ve şaşkın , biraz da tedirgin bulunan insanoğlu, kendini bilim ve teknolojinin demir yumruğuna teslim edecek midir? İnsanoğlu, bilmem bu tehdidin farkında mıdır? Bundan sonra, bizi cendereye sokup sürüleştirmek isteyenler “bilimsel devlet” sloganına sarılacaklardır. B.Russell’dan yararlanarak  “Yeni Dünya” kitabını yazan A.Huxley, soğuk bir şaka yapmamaktadır. Bilim ve teknoloji, insanı bir üretim konusu yapmak, onu belirli kalıplara uydurarak ve şartlandırarak robotlaştırmak için tehlikeli bir vasıta haline getirilmek üzeredir.

Biz bunları söylerken asla pozitif bilim ve teknoloji aleyhtarlığı yapmak niyetinde değiliz. Böyle bir yorum bizi çok üzer. Biz, şu anki haliyle pozitif bilim ve teknolojinin insanı esir almak için bir demir yumruk olarak kullanılmamasını istiyoruz. Dün, insanı sürüleştirmek isteyenler dinlerden, daha sonrakiler felsefî doktrinlerden yardım beklemişlerdi. Bugün ise, insanı sürüleştirmek isteyenler, bilim ve teknolojiden hizmet ve yardım ummaktadırlar. Biz, bunu belirtmek istiyoruz.” (A.Arvasi, Kendini Arayan İnsan)

 

Fazla söze gerek yok galiba..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.