Kozmizm
Mehmet Aydemir, 19 Eylül 2017Kozmizm evrenin varoluş felsefesini açıklamaya çalışan çok kapsamlı bir alan. Selim R. Toprak da bir yazısında bu konuya değinmişti. Temelinde fizik ve metafizik öğeler olarak ayırabileceğimiz iki disiplinden oluşuyor.
i. Doğa felsefesi ve bilimleri: Varoluşun fiziki boyutu pozitif bilimler kullanılarak ele alınıyor. Kozmizmin rasyonel aklını temsil ediyor.
ii. Din ve töre: Varoluşun metafizik tarafı başta Rus Ortodoks Kilisesi olmak üzere doğu-batı törelerinde yer alan öğretileri kapsıyor. Sadece kiliseye bağlı kalmayarak törelerin de metafizik kaynak olarak kullanılması eski öğretilerin de resmin içine girmesini sağlıyor. Çeşitlendirilmiş metafizik öğeler kozmizmin manevi boyutuna zenginlik kazandırıyor.
Kozmizm Sovyet’lerde 1917 devriminden sonra proleterlerin önüne konmuş bir hedefti. Burjuvazinin zenginlik ve refahına karşı işçi sınıfının maddi arzularını dizginlemek için kullanıldı. Proleterlere ulaşacakları teknolojik seviye ve alt edecekleri ölümsüzlükle beraber tanrısallaşarak kâinata hükmedecekleri bir ütopya sunuyordu. Buna bugünkü okumalarımızla Rus transhümanizmi de demek mümkün. Zaten transhümanizmin akımının oluşumunda kozmizmin önemli bir etkisi var.
Kozmizmin öne çıkan 2 tane büyük teorisyeni var.
Nikolai Fyodorovich Fyodorov
Ortodoks bir düşünür. Mesleği öğretmenlik. Bir dönem müzecilik yapmışlığı da var. Fyodorov’un hakkında söylenebilecek herhalde en bariz şey üretken bir fütürist olduğu.
Fyodorov’a göre insan 2 nedenden ölüyordu.
Ölümsüzlük
İlki içsel bir neden olan insanın biyolojik yapısının sonsuza kadar kendini yenileyemiyor olmasıydı. Bunun üstesinden gelmek için insanın psiko-fizyolojik bir düzenlemeye ihtiyacı vardı. İnsan ömrünü uzatma, ölümsüzlük ve ölülerin diriltilmesine dair çalışmalar yaptı. “İnsanlığın Ortak Nedeni” adlı eserinde Fyodorov ölümle mücadelenin milliyetlere, ırklara, vatandaşlıklara veya refah durumuna bakılmaksızın, Dünya’nın tüm insanlarını birleştiren en doğal neden haline gelebileceğini belirtiyordu. Ölüm bütün kötülüklerin ve nihilizmin sebebiydi. Ölümsüzlükle eksik insan defolarından kurtularak mükemmel olabilirdi. Ölümsüzlük ve ölülerin diriltilmesi tüm insanların başarması gereken bir amaç olmalıydı. Ölümsüzlük, ölüler diriltilmeden hem ahlaken ve maddeten imkansızdı. Çünkü bize hayat ve kültür veren atalarımızın gömülü kalmalarına, akrabalarımızın ve arkadaşlarımızın ölmesine izin verilemezdi. Fyodorov günümüzde ve gelecek kuşaklarda yaşayan bireyler için ölümsüzlüğün sağlanması yalnızca kısmi bir zafer olarak görüyordu. Buna ancak ilk aşama denebilirdi. Zaferin tamamı ancak herkes yeniden dirilip ölümsüz hayattan zevk aldığında başarılacaktı.
Fyodorov, hayatı uzatmak ve sonsuz hale getirebilmek için bazı bilimsel planlamalar yaptı.
İlk projesi, “dünyanın tüm atomları ve molekülleri üzerinde bilgi ve kontrol” temelinde ölü kalıntıları toplamak ve sentezlemekti. Fyodorov ‘un bu fikri modern klonlama uygulamaları ile ilgili. İkinci projesi ise genetik kalıtımsallıktı. Atalarımızın çocukları, kızları, torunlarına geçen genetik özellikleri kullanarak onları yeniden yaratmaktan bahsediyordu. Bu yöntemle ölüler klonlanmış olacaktı. Sadece klonlamak yeterli olmayacaktı. Klonlanan kişide bir kimlik sorunu oluşacaktı. Canlanan kişiye eski zihnini ve kişiliğini geri vermek gerekiyordu. Fyodorov, klonlananların eski kişilik bilgilerini içerebilecek ve ölümden sonra kullanılabilecek “radyal görüntüler” fikri üzerinde düşünceleri vardı. Fyodorov ölümden sonra ruhun bedenden çıkmasına rağmen insanın bütünlüğü sağlandıktan sonra ruhun yeniden kazanılacağını savunuyordu. Yeniden canlandırılan bedenler geçmişteki fiziksel formların rekreasyonundan öte ölümsüz, zihni kontrol edilebilir ve sonsuz yenilenme özelliğine sahip olacaktı. Yenilenen her hücre yeni bir yaratılıştı. Sonsuz yenilenmeden kastı aslında insanın sürekli kendi kendini yaratmasıydı. Bu seviyeye erişildiğinde canlılar da aynı dönüşümü yaşayacaktı. İnsan insanın yaratıcısı ve bedeninin arttırılmış işlevlerini tam yönetecek duruma gelecekti.
Fyodorov’a göre bu zamana kadar insan aletleri ve makineleri sadece kullandığı için bedeni zayıf kalmıştı. İnsanın zayıf yönleri ile teknolojiyi birleştirerek yeni bir fiziksel form oluşması gerekiyordu. Bu zamana kadarki insan-teknoloji birlikteliğinin ancak protez bir medeniyet (alet ve makine kullanmayı protez medeniyet olarak tanımlıyor) oluşturduğunu, insanın herhangi bir araca gerek kalmadan uçabilmesi, uzayda dolaşabilmesi veya herhangi bir ortamda yaşayabilmesi halinde gerçek organik bir ilerlemeye geçeceğini savunuyordu. Biyolojik bedenin de kendi organik gelişimini (organo-development) tüm süreçleriyle kendisinin yerine getirmesi ve yönetmesi gerekiyordu. Çünkü insan, evrimin doruk noktasıydı ve insanın evriminin gelişimi doğrudan zekâ ile alakalıydı. Fyodorov organo-development ile zihnin organların gelişimini istediği gibi yönlendirmesini teorize etmişti. İhtiyaca göre daha gelişmiş bir akciğer veya böbrek veya beyin elde edebilmeliydik. Hatta ototrof bir yapıya bürünerek kendi besinini kendi üretebileceği dolayısıyla kendi enerji ihtiyacını karşılayabilecek tek başına yeten insan hayalleri kuruyordu.
Varoluşsal Risk
Diğer ölüm nedeni ise tahmin edilemeyen dışsal çevreydi. Dışsal çevrenin de kontrol altına alınması gerekiyordu. İklim ve doğal afetler kontrol edilmeli, salgın hastalıklar ve virüslerle ve salgın hastalıklarla mücadele edilmeli, güneş enerjisi kullanılmalı ve gezegenimize uzaydan gelebilecek bir felaketi önlemek için uzay araştırmaları yapılmalıydı. Bu bağlamda Fyodorov’un uzayda ve okyanuslarda koloniler kurmak üzerine çalışmaları da olduğunu belirtmek lazım. Esasen açıkça bugünkü terminolojideki varoluşsal riski tanımlıyor ve üstesinden gelinmesi gerektiğini savunuyor.
Fikirlerin ve eserlerin mülkiyetine karşı olduğu çalışmalarını hiç yayınlanmayan Fyodorov çapına göre hakkında en az şey bilinen insanlardan biri. Ölümünden sonra bazı makaleleri Fiziksel Ölümsüzlüğün Felsefesi adıyla basılmış. Etkileşim halinde olduğu insanlar arasında birçok bilim insanı olduğu gibi Tolstoy ve Dostoyevski gibi Rus edebiyatının en önemli isimleri de yer alıyor. Özellikle Tolstoy’la arkadaşlık yaptığı dönemde onun bazı fikirlerinden çok etkileniyor, birbiriyle sıklıkla fikir alışverişinde bulunuyorlardı. Ta ki Tolstoy Rusya’nın kıtlık döneminde rejime karşı yazdığı eleştirel makaleye kadar. Sonrasında Fyodorov Tolstoy’la görüşmek istemiyor. Tolstoy’un Müslüman olması (kesin olarak bilinmese de) arkadaşlıklarının bozulmasına neden olmuş olabilir. Çünkü enteresan şekilde Fyodorov yaymak istediği tanrısallaşmış insan öğretisine rağmen kaynaklarda düzenli kiliseye giden iyi bir Ortodoks olarak biliniyor.
Fyodorov gizemli bir kişilik. Sıradan bir öğretmen ve müze görevlisi olmasının çok ötesinde bir insan olduğu bence aşikâr. Üzerinde daha fazla durmayı hak eden bir düşünür. Özellikle metafizik motivasyonlarını ilerleyen yazılarda anlamaya çalışacağız.
Konstantin Tsiolkovsky
Kozmizm’in diğer bir teorisyeni olan Konstantin Tsiolkovsky daha çok uzay araştırmaları ve uzay yolculuğu üzerine yoğunlaşmış bir isim. Öğretmenliğinin yanı sıra aynı zamanda mucit, fizikçi ve mühendis. Roket biliminin kurucularından biri olarak kabul ediliyor. Kısıtlı imkanlarına rağmen bilime olan tutkusu hayatındaki her şeyin önüne geçen Tsiolkovsky bütün bu önemli şapkalarına rağmen hak ettiği değeri bulamamış dehalardan biri. Hayatını konu alan Türkçe seslendirmeli belgeseli uzay araştırmalarına ilgi duyan herkesin izlemesini tavsiye ediyorum.
1 Ekim 2017
24 Eylül 2017
17 Eylül 2017